top of page

Boş arama ile 469 sonuç bulundu

  • N. Mutlu Son

    Adını paylaşmak istemeyen bir danışanım, yaş 32, Almanya Altı ay nasıl çabuk geçti. Çölyaklı ve vejetaryen...Beslenme sistemi zordu, içinde boğulmuştu ve ''bir düzen oturtmak istiyorum'' dedi. Oturttuk mu, evet oturttuk :) Ama ek olarak bu süre boyunca danışanımla dost ötesi olduk. O kadar çok şey paylaştık ki. Bana bir sürü şey kattı. Ben onun hayatını değiştirmeye çalışırken, o da benimkine dokundu. Ben artık hep onun yanındayım zaten, bundan sonra eleleyiz. Glutensiz unlar bağlamaz deniyor ama nasıl da bağlıyormuş :) Programa başlamadan önceki 3 önemli hedefim: Kilo vermek Glutenden uzak durmak Sağlıklı bir yaşam biçimi edinmek Koçum bana hedeflerime ulaşmam için şu şekilde yardım etti: Hergün iletişimde olarak, 7/24 Farkındalık yaratarak, zihnimin sınırlarını aştırarak Videolu görüşerek Programa başladığımdan beri fark ettiğim en büyük değişim: Bedenimin bana vermiş olduğu sinyalleri algılamak, ona istediği besinleri vererek mutlu etmek ''Çöp''ten uzak durmak Sahip olduğum bilgiyi kullanmak Daha hafif, daha mutlu, ruhsal ve zihinsel olarak daha net, ''an''da Koçumu şöyle tanımlayabilirim: Ahh Semam (işte tam bu noktada ağlamam geldi) Ruhparçam, işini Aşkla yapan, her zaman bütün samimiyetini, kalbini ortaya koyan biricik Koçum, Ben hakikatime sayende kavuştum. Bu programı şöyle problemler yaşayanlara öneririm: 1000 tane diyet uygulamış, başarılı/başarısız olmuş tüm diyetzedelere, ''artık hayatımı diyetle değil, sağlıklı beslenerek, zevkle ve bütünsel olarak, hayat felsefeme entegre ederek yaşamak istiyorum'' diyen genç/yaşlı herkese... #mutlusonlar #başarıhikayeleri

  • Kakaolu unsuz çıtır kurabiye

    Bu kurabiye öyle güzel oldu ki ve de çok basit. Rafine şekersiz, unsuz, tahılsız, glutensiz, dilerseniz laktozsuz da.. İçinde antin kuntin malzeme de yok :) Herkesin evindeki şeyler. Yapması çabucak ve tadı harika. Unsuz kurabiyeler genelde ertesi gün çıtırlığını kaybediyor. Bu güzellikler üç gün bile yumuşamadı, zaten sonra da bitti. Porsiyon kontrolü sorunu olmasa ben tüm kurabiyeleri bir günde bitirebilirdim :) Geçenlerde bir arkadaslarımıza davetliydik. Arkadaşım aynı kurabiyeyi benim için yapmıştı. Etrafımdaki herkes beslenme şeklimi bildiği için ona göre hazırlık yapıyorlar. Arakadaşımın da iki tane çocuğu var. Bana pişti, onlara da düştü :) O gün tadı damağımda kalmıştı. Ben de ilk fırsatta yaptım ve muhteşemmmmiiş 💗 Malzemeler : 1 sb fındık 1 sb kuru dut 1 yk ham kakao, siz dilediginiz kakaoyu kullanabilirsiniz. 1 yumurta 1/4 çb süt (badem sütü veya dilediğiniz sıvı) Fındık ve kuru dutu un gibi olana kadar beraber rondodan çekiyoruz. Sonra diğer malzemeler ile karıştırıyoruz. Yoğuruyoruz. Malzemeler ıslanıp karışmazsa sütü azıcık arttırabilirsiniz. Elimi ıslatıp şekil verip, 160 derece fırında 30 dk kadar pişirdim. Biraz soğutup öyle yemenizi öneririm. Hem piştiği anda hem ertesi gün hem de bir ertesi gün hala kıtırdı. Ortalama 15 tane kadar çıktı. #çıtırkurabiye #kurabiye #şekersiztatlı #şekersizkurabiye

  • Dünyamı değiştiren incir uyutması

    Anadolu'nun en kolay, en sağlıklı ama en lezzetli tatlılarından biri budur sanırım, incir uyutması. Bu tatlı benim Instagram hesabımı açmama vesile olan tariftir. Ortalama 4 sene önce internette bir tarif araştırıyordum. O sırada karşıma sevgili Diyette Değilim Çağlacığımın blogunda bu incir uyutması cçıktı. Ne güzel tarifmiş derken blogunu karıştırmaya basladim. O zamanlar benim icin Instagram eşimle, Dinomla resimlerimi koyduğum, sağdan soldan evir çevir kendi fotoğraflarımı, arkadaşlarımı paylaştığım bir mecraydi. Blogda kendisinin Instagram sayfası olduğunu görüp bakayım dedim. Aaa bir baktım böyle diyet ve yemek hesapları var. Hadi dedim ben de evde yaptığım şekersiz ve sagğlıklı şeyleri koyayım, bir hesap açayım dedim ve bugünlere geldik 😍 Malzemeler * 1 bardak dilediğiniz sut. Yoğurt mayalarken yine fazla ısıtmışım. Ondan bir bardak ayırdım. * 2 tane kuru inciri küçücük doğrayıp 2-3 kaşık sıcak sütle blender yaptım. * Incirleri, yoğurt mayalama ısısındaki süte karıştırdım ve aynen yoğurt mayalar gibi kavanozu bir bezle sarıp sarmaladım. Oda ısısında beklettim. 3 saat sonra tatlı hazır. Incir sütü mayalayıp puding gibi yapıyor. Üstüne tarçınla harika bir tatlı. * Mayalama ısısı nedir derseniz, küçük parmağınızı süte batırın. 5-6'ya kadar parmağınız yanmadan sayabiliyorsaniz o doğru ısıdır. Benim bildiğim bu anonim bir tatlı. Anadolu’da çok yapılırmış. Tatli sevenler inciri 3’e çıkartabilir. Bana 2 tane fazla bile geliyor. Şekeri bırakan eşimin de favori tatlısı bu oldu :) Deneyecek herkese şimdiden afiyet olsun... #inciruyutması #şekersiztatlı #şekersiz

  • Süper gıdalar dünyası 101

    İnsan uzunca bir sure sağlıklı ve temiz beslenince hep acaba daha da ne var diye araştırmaya giriyor. Bu sağlıklı beslenme konusu bence dipsiz bir kuyu. Araştırdıkça, sağlık kazandıkça, iyi hissettikçe hep daha fazlasını istiyorsunuz. Benim süper gıdalar yolculuğum da aynen bu şekilde oldu. IIN'de aldığım bir dersle bu merakım başladı ve kendimi süper gıdalar dünyasında buldum. Ben normalde besin desteği kullanılmasına pek sıcak bakmıyorum. Her sebze, meyve, bitki, yemiş ve baharatı doğal formunda tükettiğimizde ihtiyacımız olan vitamin ve enzimleri aldığımıza inanıyorum. Zaten ilaç kullanımına tamamen karşıyım. İlk hedefimiz doğal ve dengeli beslenerek hastalıklara yakalanma riskimizi düşürmek olmalıdır. Fakat bizim kontrolümüzde olmadan bize gelen hastalıklar da oluyor. Bunlarda da yine hastalığın kaynağını ve nedenini bulup, bunları yine yiyeceklerle alt etmek benim felsefemdir. İlaçlar sadece semptomları yok edecektir, hastalığın kaynağını değil. Dünyamızdaki bazı gıdalar insan sağlığına yaptıkları olumlu etkiler ile "süper gıdalar" tanımına girmiştir. Şayet bir gıda kendi statüsündeki diğer gıdalara göre daha yüksek protein, lif, aminoasit, antioksidan, iyi yağ barındırıyorsa bu gıda süper gıda olarak tanımlanmıştır. Herkesin kendi süper gıdası kendi ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Ben burada sadece kendi kullandığım süper gıdaları yazacağım. Genel bakıldığında bu statüye giren 50 kadar besin vardır. Ayrıca her ülkenin de kendi süper gıdaları vardır. Ben fayda ve etkilerini araştırıp kendim için uygun gördüğüm besinleri seçtim. Bir de şunu belirtmek isterim ki ne kadar faydalı olursa olsun hiçbir gıdayı uzun vadeli kullanmayıp kürler şeklinde kullanmalıyız. Örneğin; bir ay bu süper gıdaları kullanıp, bir ay ara verip, bir ay farklı süper gıdaları kullanmak gibi. Vücut uzun süre aynı besinleri aldığında bunlara alışıyor ve iyi etkileri azalabiliyor. Maca Tozu En çok bunun tadını seviyorum. Tarif edemediğim bir aromaya sahip. Tuzlu, fıstıklı bir tat gibi… Maca Güney Amerika And Dağlarında yetişen turp benzeri bir bitki. Bize onun toz hali sunuluyor. İster smoothielerinize, ister yoğurdunuza katın. İster omletinizin üzerine serpin. Tadı harika olduğu için her yere uyuyor. Metropol insanının ana sorunlarından biri olan enerjisizliğin, depresif ruh halinin çözümü bir gıda. Dinçlik ve canlılık kaynağıdır. Kadınlarda adet ve menopoz dönemi semptomlarının başyardımcısıdır ve bu özelliği ile en sevdiğim süper gıdadır. Doğurganlığı artırır. Metabolizmayı hızlandırır. Macanın fazlası midenizi bozup, kusturur. Önerilen oranların dışına çıkılmaması gerekir. Hipertroid ve Haşimato tiroidi olanlar ve çocukların kullanmaması gerekir. Spirulina Spirulina dünyanın ilk süper gıdalarından biridir. Aslında bir yosundur. Doğal olarak da tadı yoğun, çimli yosun tadı vardır. Bunu takviye olarak kullanırken zevk aramamak, sadece faydasına bakmak iyi bir çözüm olacaktır. Ben toz formunu smoothielerime ekliyorum ama direkt kapsül olarak almak daha mantıklı olacak gibi. Tadı ile mesafeliyim ama yararlarını göz önünde bulundurunca kullanmamak imkansız. Dünyada besin açısından en zengin gıdalardan biridir. %65 kadar protein içerir. Klorofilden zengin yapısı ile vücudumuzu ağır metal ve kimyasallardan temizler. Prebiyotiktir yani bağırsaklarımızda yaşayan bize faydalı probiyotikleri besler. Demir yönünden zengin olduğundan anemide olumlu etkileri görülmüştür. Kakao Nibi Öncelikle neden kakao değil de kakao nibi diye düşünebilirsiniz. Size bunu açıklamak isterim. Kakao çekirdeği ile marketlerde satılan kakao tozu arasında çok uzun bir yolculuk vardır. Kakao çekirdeği çok değerlidir ve toplanıp üretime alınan her aşamasında farklı bir hali kullanılır. Paketlenmiş, marketlerde satışta olan "yağı alınmış" kakao, bu zincirin son halkasıdır ve artık nerdeyse tüm faydalı kısımlarını ardında bırakarak bu pakete girmiştir. Kakao nibi bu zincirin 2.halkasıdır. Kakao çekirdeklerinin kurutup kırılması ile elde edilir. Yani kakao çekirdeklerinin en az işlem görmüş halidir. Antioksidan kaynağıdır. İçinde bulunan dopamin, serotonin ve monoamin bileşenleri ile ruh sağlığımız için muhteşemdir. Enerji verir. Yüksek magnezyum oranı ile kalp ve damar dostudur. Aslında kullandığım daha bir çok süper gıda var. Bunlar hindistancevizi unu, kinoa, greçka, goji berry, chia tohumu diye gidebilir ama bu haftaki yazıda daha önce bahsetmediğim, en yenilerini anlatmak istedim. Önümüzdeki iki haftada da bugün buraya sığmayan süper gıdaları ve yerel süper gıdalarımızı yazacağım… Şimdilik herkese sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim. #supergıdalar #macatozu #spirulina #kakaonibi

  • Peki ya sağlıklı kilo almak..

    Devamlı kilo vermeyi konuşuyoruz, yazıyoruz ama bir de sağlıklı kilo almak diye bir kavram var. Maalesef bununla uğraşan da çok fazla kişi var. Özellikle genç kızlarımızda ergenlikte oluşan yemek bozukluklarının sonucu olarak normalin altında kilo kaybı oluyor. Şişmanlık sağlıklı değil ama normalin altında zayıflık da sağlıklı değil. Birine “kilo almak istiyorum ama alamıyorum” dediğinizde size gülebilir ve her gün pizza yiyip kilo almanın ne kadar zevkli olacağını söyleyebilir. Fakat kazın ayağı hiç de öyle değil. İşin zaten psikolojik kısmı ağırdır. Bir de bu yanlış yönlendirmeler ile olay daha da çıkmaza girebilir. Aslında hiç anlayamadığım bir başka şey de insanların dış görüntüleri ile neden bu kadar ilgili olduğumuzdur. Bir arkadaşımızı gördüğümüzde direkt olarak ‘’aaa kilo vermişsin’’ ya da ‘’kilo almışsın’’ deriz. İlk tepki olarak “Ne kadar iyi gözüküyorsun” bizde hiç kullanılmaz. Bu kilo konuları zaten herkesin kendi içinde genelde bir sorunken bunu ‘’merhaba’’ yerine kullanmanın ne manası vardır hiç anlayabilmiş değilim. Sağlıklı kilo almak nasıl olur? Öncelikle, boş kaloriye sahip ‘’fast food’’ yiyecekleri yemeniz size hiçbir şey katmaz çünkü onlar bir besin değildir. Vücudunuza bir artısı yoktur. Şayet kilo alamama sorununuz varsa zaten muhtemelen vücudunuzda eksik mineraller ve vitaminler de vardır. Bu açığı gerçek besinlerle ama onları fazla miktarda tüketmek ideali olacaktır. Şayet sorununuz isteseniz de yemek yiyememek ise, miktarları ufak ufak arttırmanızı öneririm. Tek seferde 300 gr et yemek midenizi ve sizi zorlayabilir ama ilk haftada 150 gr yiyip, ikinci hafta 200 gr’a çıkıp, 3. hafta da 250 gr’a çıkartmak size porsiyonları büyütmede yardımcı olabilir. Bu değerler tabii ki örnektir ama mide küçülmesi diye birşey varsa mide büyümesi de vardır. Adım adım midenizin kapasitesini büyütebilirsiniz. Öğünlerinize her zaman avokado, zeytinyağı, badem, fındık, ceviz, fıstık gibi iyi yağları ekleyebilirsiniz. Bunlar yüksek kalorilidir ve vücudunuza ihtiyacı olan yağları getirir. Aldığınız yüksek kalori yararlı besinlerden gelir. Tüm paketli gıdaları bırakmanızı öneririm. Zaten zayıf olan vücudunuza işlenmiş ürünler sokmanıza hiç gerek yok. Sabah mısır gevreği yiyeceğinize yulaf ezmesi yemenizi, dört tane poğaça yiyeceğinize tam buğday ekmeğine yapılmış iki tane sandviç yemenizi öneririm. Ara öğünler çok büyük ve doyurucu olmamalıdır. Böylece ana öğünde doyana kadar sebze/et/kuru baklagil yiyebilirsiniz. Kalori bakımından yüksek ama kendisi küçük ara öğünleri tercih edebilirsiniz. Fıstık ezmesi, kuru meyve gibi. Sıvı beslenme genelde katı yiyecekler kadar tok tutmaz. Aralarda içine fıstık ezmesi, yoğurt, kefir, muz katacağınız smoothieler ile hem güzel kalori alırsınız hem de çok doymazsınız. Böylece ana öğünde yine rahatça yemeğinizi yiyebilirsiniz. Nasıl kilo vermek iki günde olmuyorsa kilo almak da kısa sürede olmaz. Sabırlı olup sağlıklı bir beslenme biçimini hayatınıza adapte edip, sonuçlarını görmek için bir süre beklemelisiniz. Ertesi gün düşük kilo ile uyandığınızda bir gün önce yediklerinizi gözden geçiriniz. Yediğiniz ya da içtiğiniz birşey sizde kilo kaybına yol açıyor olabilir. Yeme günlüğü tutmak hem kilo vermede hem de almada en güzel yöntemlerden biridir. İnsana harika ayna tutar. Kilo almak bazen vermekten daha zordur. Sağlıklı bir beslenme programına sadık kalarak, boş kaloriler ile değil sağlıklı kaloriler ile kilo almak en doğru yol olacaktır. Herkese sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim. #kiloalmak #kalori

  • Yulaflı Ananaslı Kek

    Yılbaşı öncesinde bu kek yine Instagram'da olay oldu :) Ne kadar çok kişi pişirdi ve benimle paylaştı. Ben de elimizin altında dursun diye hemen buraya alayım dedim. Benim de favorim bu ama 4 hafta eliminasyon diyeti yapacağımdan ben bir süre kendisini özleyeceğim :( Siz benim yerime de yiyin, olur mu? Dunyanın en şipşak sağlıklı keki bence 😍 Kek dediğime bakmayın, öyle çok tatlı değil. Daha tatlı yapmak sizin elinizde. Dilerseniz hurma veya kuru üzüm ekleyerek daha tatlı yapabilirsiniz. Ben böyle az tatlı seviyorum. Evde olgun muz görünce dayanamıyorum ve aklıma ilk gelen şey şu şahane arkadaş oluyor. Yapımı da çok ama çok basit. Dün akşam ders çalışırken 5 dk ara verip yaptım. 🎄 2 olgun, ezilmiş muz 🎄 2 yumurta 🎄 8 kaşık yulaf ezmesi 🎄 1 tk tarçın, 1/2 çk toz zencefil 🎄 Üstünü süslemek icin ben ananas dilimleri koydum. Elma olur, armut olur ya da hiç olmasa da olur. Hepsini karıştırdım ve 175 derece fırında 35 dkda pişirdim. Yulaf ezmesinin o diş diş ağzıma gelmesine bayılıyorum. Un olmaması bana daha doygun geliyor. Yağ bilerek koymadım çünkü planım bu dilimin üstüne fıstık ezmesi sürmek :) Siz dilerseniz biraz tereyağı veya hindistancevizi yağı koyabilirsiniz ama yağsız da çok güzel oluyor. Ben şimdi doğru koşa koşa spora 😊 Hepimize harika bir olsun. #şekersizkek #şekersiztatlı #şekersiz #muzlukek

  • Izmir, ben geliyorum :)

    Izmir için 2-3 hafta önce workshop açmıştım. Izmir'e o kadar çok çağrıldım ki, kayıtsız kalamadım. İçime sinen bir yer buldum. Glutensiz, şekersiz üç çeşit atıştırmalık yapacağımız, bol bol sağlıklı beslenme konuşacağımız workshopuma katılmak ister misiniz? 14/01 Pazar günü için açtığım workshop 3 saat içinde doldu. Ben de uçak biletimi değiştirip, bir gün daha kalayım ve Cumartesi de yapalım dedim. 13/01 Cumartesi için de workshop açtım. Bu da neredeyse doldu. https://www.thechef4u.com/ da olacağım. Tuzlu ve tatlı karışık, sağlıklı şeyler pişireceğiz. Hazırladıklarımızı hem beraber yiyeceğiz hem de eve götürme fırsatınız olacak. Bu sefer Naturelka da katılımcı oldu. Naturelka'nın harika sebze tozlarını tatma fırsatınız olacak. Katılmak için buraya tıklayabilirsiniz veya sorularınız için bana sema@semasumeli.com adresimden ulaşabilirsiniz. Görüşmek üzere :) #sağlıklıyemekatölyesi

  • Glutensiz unlar ama hangileri doğru?

    Anneler Günü münasebeti ile rutin beslenmemin biraz dışına çıktım ve olanlar oldu. Unutmuş olduğum hazımsızlık ve patlama hissi yine gelince gluten hassasiyetimin hiç azalmadığını hatta arttığını tekrar görmüş oldum. Benim beslenmemin %90’ı glutensiz. Glutenin bağırsaklara verdiği zararın yanında bana verdiği rahatsızlığı fark etmemle glutensiz beslenmeye geçmiştim. Bundan 1.5 sene öncesine kadar dayanılmaz hazım sorunlarım vardı. Ne yersem midem şişiyor, gazdan patlayacak gibi oluyordum. O dönemlerde tahılsız beslenmeye başlamamla bu rahatsızlıklarım yok olmaya başladı. O kadar rahatlamıştım ki, vücudumun glutene karşı tepki verdiğini anladım. Gluten buğdayın içindeki proteindir ve bazı bünyeler bu proteini hazmedemez. Bunun detaylarını "Gluten hassasiyeti şehir efsanesi değil’’ yazımda anlatmıştım. Bugün ben olayın farklı bir yönünü anlatmak istedim. Şu sıralar sosyal medyada, gazetelerde, televizyon kanallarında hep gluten konuşuluyor. Dolayısıyla herkes glutensiz beslenmeyi keşfetme eğiliminde. Bu harika bir şey ama kültüründe ekmek ve hamur işleri olan halkımız unsuz nasıl besleneceğinden çok emin değil. Bu yüzden de glutensiz un arayışı içindeyken olayın ana fikrinden sapıp yanlış ürünlere eğilim oluyor. Kaş yapalım derken göz çıkartmamak için bu yazıyı hazırlamak istedim. Hepimiz kek, poğaça, ekmek yemeyi seviyoruz ve çoğu kişinin market raflarındaki, paketinde ‘’glutensiz un’’ yazan ürünleri aldığını görüyorum. Bildiğiniz gibi normal un buğdayın çekilmesi ile elde ediliyor. Buğday kullanılamadığına göre üreticiler de farklı maddeleri birleştirerek un benzeri bir ürün elde ediyorlar. Bu unların içeriği genelde mısır nişastası, patates nişastası, pirinç unu ve dekstrozdur (nişasta şekeri). Ayrıca ksantam gam ve guar gibi de kıvam arttırıcılar bulunur. Yani kısacısı bu unlar tamamen insan eli ile yaratılmış, doğal olmayan unlardır. Neredeyse tamamen nişastadan oluşurlar. Nişastanın fazlası da tıpkı şeker gibi vücutta depolanıyor ve bir çok sağlık sorununa neden oluyor. Glutensiz un alıp bu unla evde ekmek yapmanın bize faydasından çok zararı vardır. Doğal olan glutensiz unlar hangileridir? Şayet glutensiz beslenmek istiyorsak tercihimiz her zaman doğal olarak gluten içermeyen besinleri kullanmak olmalıdır. Bunlar da tahıl olmayan kurubaklagiller (mercimek, nohut, kurufasulye gibi), mısır, karabuğday (greçka), kinoa, darı, keçiboynuzu, hindistancevizi unlarıdır. Son zamanlarda ülkemize yeni olarak amaranth ve teff unu da gelmiştir. Hatta teff unu yerli de üretilmeye başlandı. Bunların yanında badem unu da keklerde kullanmak için iyi bir alternatiftir. Yeri gelmişken size çok hızlı, kolay ve besleyici kuru fasulyeli tuzlu bir kek tarifi de vermek isterim. Ekmek ihtiyacını rahatlıkla giderir ve harika bir 5 çayı eşlikçisi olur. Malzemeler : 3 su bardağı haşlanmış kuru fasulye 2 yumurta Bol lor peyniri Bol maydonoz tuz, karabiber Yarım paket kabartma tozu 3 yemek kaşığı zeytinyağı Üstünü süslemek için susam Susam hariç hepsini mutfak robotunda karıştırdım. Robotunuz yoksa fasülyeleri çatalla ezip, sonar diğer malzemeleri karıştırabilirsiniz. 175 derecefırında 35 dakika kadar pişirdim. Kürdan batırıp pişip pişmediğini test edebilirsiniz. Kürdanınız kuru çıkıyorsa kekiniz pişmiş demektir. Yalnız altını çizmek istediğim bir başka konu da yine bu unların kullanımıdır. Her zaman söylediğim gibi beslenme bir denge işidir. Glutensiz diye kurubaklagil unlarına yüklenirsek fazlaca fitik asit almış oluruz. Badem ununa yüklenirsek fazla yağ almış oluruz. Her şeyi ölçülü ve dengeli tüketmek çok önemlidir. Tek bir besine veya ürüne odaklanmayıp doğal olan herşeyden çeşni yaparak bedenimizi beslemeliyiz. Herkese sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim. Not : Bu yazım www.hthayat.com'da 26.Mayıs.2017 tarihinde yayınlanmıştır. #glutensiz #Glutensizekmek #glutensizunlar

  • Sebze fermante etmek 4 adımda çok kolay

    Güneşli ama çok soğuk bir Aralık sabahından herkese iyi haftalar. Bu sabah Dino'yu gezdiririken resmen dondum. Kış gelince sevindiğim şeylerden biri de sebze fermantasyonu yapabilmek. Sık sık da yapıyorum. Instagram hesabımda hep anlatırım ama bunu da buraya taşımak istedim çünkü çok fazla soru sorulan bir yöntem. Sadece 4 adımı var. Şu fermanteyi ogrendiğimden beri turşuya ihtiyaç duymaz oldum. Bu kavanozda acur, havuç ve mor lahana fermante ettim. Siz dilediğiniz sebze ile yapabilirsiniz. Malzemeler : Fermante edilecek sebzeler Kefir altı suyu (yok ise ev yoğurdu suyu) İçme suyu ve iyotsuz kaya veya deniz tuzu Ardıç tohumu, sarı hardal tohumu (aktarlarda var) 2 diş sarımsak ve dilediğiniz aroma vericiler (maydonoz, dereotu, kimyon, karabiber, zencefil gibi) Adım 1 : İyi yıkanmıs, çürüğü vs ayıklanmış sebzeleri yıkayıp kavanoza sıkıca dolduruyoruz. Adım 2 : Suyunu hazırlıyoruz. Suyu için 1 litre suya 1 Türk kahvesi fincanı kefir altı suyu veya ev yoğurdu suyu ekliyoruz. Kefir altı suyu yapımını kefir peyniri yazımda okuyabilirsiniz. Aynı suya 1 yemek kaşığı kaya tuzunu da koyup karıştırıyoruz ve kenarda hazır tutuyoruz. Adım 3 : Kavanozun içine 2 tane ardıç tohumu ve 1 çay kaşığı sarı hardal tohumunu atıyoruz. Bunlar mutlaka olmalı, bozulmayı önlemek için) Adım 4 : Daha sonra da aroma vericilerimizi ekliyoruz. 2 diş sarımsak, zencefil, kimyon tohumu..burası isteğe bağlı, ben aroma için atıyorum. Özellikle kimyon tohumu çok yakışıyor. En son kalın bir yaprakla (ben mor lahana yaprağı kullandım) sebzelerin üstünü örtüp suyunu ekliyoruz. Bir ağırlık koyup stretchliyoruz. Bu ağırlık bir taş olabilir, küçük bir cam kavanoz olabilir. Karanlık bir dolapta 5 gün duracak ve sebzelerimiz fermante olmuş olacak 😊 daha sonra buzdolabına kaldırıyoruz. Ben 2 gunde yiyip bitiriyorum 😍 Öyle güzel oluyor . NOT : Ben yöntemi Sevgili İpek Kuşçu'dan öğrendim. Kendisine buradan da çok teşekkür ederim. #fermantesebze #probiyotikler #sebze

  • Sema’nın Tost Ekmeği

    Hava fena. Kapkaranlık, fırtına şeklinde yağmur var. Böyle bir havada Pazar kahvaltısı güzel bir tostu hakeder :) Ama tahılsız, glutensiz ve ekmek tadını da vermeli. Buyrunuz, aranan tost ekmeği burda. Bir zamanlar ne çok yapardım. O kadar basit ki. Sadece 3 malzeme. Malzemeler : 1 yumurta 2 kaşık badem unu Çay kaşığı ucu ile kabartma tozu 3 malzemeyi güzelce karıştırıyoruz. Tereyağ ile hafif yağladığım fırın kabına döküyorum. Benim tam bu boyda küçücük bir fırım kabım var. Geniş bir fincan da olur. Hamburger ekmeği çapında herhangi bir yuvarlak kap olur. Bunu 170 derece fırında 20 dk pişiriyorum. Fazla kızarmasına izin vermiyorum çünkü daha tost makinesine girecek :) Biraz soğutup, ortadan ikiye kesip içine salça sürdüm. Peynirimi koydum ve tost makinesini ısıtıp bastırdım. 2 dakikada hazır oldu. Ne kadar tok tuttuğuna şaşırırsınız. Bu ekmeği haftasonu fazla hazırlayıp, buzluğa atabilirsiniz. Haftaiçi işe giderken iki dakikada tost yapabilirsiniz. Hiçbir ağırlık, şişkinlik, gaz yapmayan süper bir tost ekmeği oluyor :) Herkese süper bir haftasonu dilerim. Ekmeği yaparsanız beni de haberdar eder misiniz :) #bademunu #Tostekmeği #Ekmek #Glutensizekmek

  • Fasılalı orucu sevdim!

    Geçen hafta fasılalı oruç için bir girizgah yapmıştım. (Bkz: Aralıklı oruç dedikleri ) Bu hafta daha detaylarına gireceğim. Ben bu beslenmeyi sevdim... Güneş batımına yakın artık metabolizmamız yavaşlayıp kendisini uykuya ve dinlenmeye hazırlıyor. Biz geç saatlerde akşam yemeğimizi yersek, metabolizmamız, midemiz, bağırsaklarımız yani tüm vücudumuz ihtiyacı olan dinlenme sürecine giremiyor ve akşam yenenleri öğütebilmek için hızla çalışıyor. Ben hem vücudumu dinlendirebilmek, hem de kilomu kontrol edebilmek için senelerdir akşam yemeğimi en geç 19:00’da bitirmiş olurum. Hatta bu, eşimle ayrı yemek yememize bile yol açıyor fakat alıştıktan sonra artık vücut geç yemek saatlerini kaldıramıyor. Eskiden sabahları çok aç uyanırdım. Geçenlerde aslında o da kadar aç uyanmadığımı fark etmemle fasılalı orucu denedim. Aslında normal düzeninimin dışına pek çıkmadım. Sadece bedenimi dinledim. Bazen sadece alışkanlıkla yemek yiyormuşuz. Bunu birçok uzman söylerdi ama fikir bana o kadar uzaktı ki pek dikkate almazdım. Bedenimizle aramızda bir ilişki kurup onu dinlemememiz lazım. Bize her zaman neye ihtiyacı olduğunu o kadar güzel söylüyor ki. Ben biraz da bunu deneyimlemek için IF (Intermittent Fasting - Fasılalı Oruç) yaptım. Fasılalı oruç nasıl yapılıyor? Ben saat 19:00 civarı akşam yemeğimi bitirip, başlıyorum. Bu oruç süresince su, şekersiz kahve ve çay, soda gibi kalorisiz içecekleri içebiliyoruz. Dini oruçlardan farklı bir sistem. Vücudu bu süreçte kesinlikle susuz bırakmamak lazım. 23:30 civarı uyuyorum. Gece atıştırma alışkanlığım olmadığı için zorlanmıyorum ama canım bir şeyler isterse su içiyorum. Orucun uzunca bir kısmı zaten uykuda geçiyor. Sabah 8 civarı uyanıyorum. Yarım litre kadar suyumu içip üstüne şekersiz, sütsüz kahvemi içip güne başlıyorum. Zaten bu da rutinimdi. Hatta bu yazıyı yazarken de tam bu adımdayım. Daha sonra Dino’yu gezmeye çıkarıyorum. Normalde kahvaltımı etmeden çıkartmazdım ama alışkanlık değiştiriyoruz değil mi? O yüzden denedim ve oldu. Bu sırada zaten yürüyüş yaparken aklıma kahvaltı gelmiyor, gelse de kendimi oyalıyorum. Biraz e-maillere bakmak, biraz çalışmak, biraz sosyal medyaya bakmak derken saat 10:30 oluyor ve kahvaltımı hazırlıyorum. 16 saatlik oruç süresi bitmiş oluyor. Zorlandığım tek yer son bir saat olabilir, o da çok değil. Su içerek ve kahvaltımı hayal edip planlayarak geçiriyorum. Bazı kaynaklar bayanlarda bu süre 14-15 saat de olabilir diyor. Ben kendimi dinliyorum. Dayanamadığım duruma gelsem yerim ama daha öyle bir durum olmadı. Her gün yapamadım. Özellikle haftasonu mümkün olmadı. Haftada 3-4 gün bile yapılsa kardır. Bu bir diyet değildir. 2 hafta böyle beslenip 5 kilo kaybetmeyi düşünmemek lazım. Vücuda iyi gelen bir beslenme sistemidir. Uzun vadede etkileri görülebilir. Önceliğimiz her zaman sağlıklı beslenme olmalıdır. Yalnız karnınızın daha ilk haftadan düzleştiği de kesin. 8 saatlik yemek yeme kısmında da tabii ki tercihlerimizi sağlıklı yapmaya devam ediyoruz. 16 saat oruç tutup , sonra gün içinde fast food hamburger yemek olayın bütünlüğüne aykırı. Ben normal beslenme sistemime devam ediyorum. Karbonhidratı minimumda alıyorum. Hedefimiz hep sağlık, sağlık, sağlık. Normalde katı beslenme akımlarına hep karşıyımdır. Doğanın bize sunduğu besinleri doğal haliyle, dengeli bir şekilde tüketme taraftarıyım. Yulaf yasak, kurubaklagil yasak, meyve yok, yüksek yağ veya yüksek protein gibi beslenme şekilleri bana hiç uymuyor ve beni strese sokuyor. Fakat IF’te kendimi böyle kısıtlanmış hissetmedim. ‘’Çok zorlanırsam da yerim’’ dedim. Bu beni rahatlattı. Hepimizin metabolizması parmak izi gibi farklı. Dolayısı ile bu genellemelere biraz karşıyım. Bana iyi gelen size gelmez, size iyi gelen bana gelmez. Herkes kendi beslenme sistemini komşusunu, yan masadakini arkadaşını, televizyondaki bir uzmanı dinleyerek değil, kendi metabolizmasını gözlemleyerek oluşturmalıdır. Bu bedenin içinde yaşayan sizsiniz ve size söylediklerine kulak verin. Bedeninizi dinleyerek, ana temel paketli ürünler, rafine şeker, işlenmiş gıdalar ve beyazlardan uzak kalmak olacak şekilde size en iyi gelen doğru yolu bulacağınıza eminim. Herkese sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim. Not : Bu yazım www.hthayat.com daki köşemde 5.Mayıs.2017 tarihinde yayınlanmıştır. #fasılalıoruç #aralık #oruç

  • Aralıklı oruç dedikleri...

    İnsan vücudu çok acayip. Değişime ve gelişime o kadar açık ki. Varabildiği nokta bazen beni hayretler içerisinde bırakıyor. Belki duymuşsunuzdur, belki de ilk defa duyuyorsunuz. Fasılalı ya da aralıklı oruç denen, İngilizcesi “intermittent fasting” olan bir beslenme sistemi mevcut. Uzun zamandır okuyup araştırıyordum ama temelinde uzun süre yemek yememek olduğu için bu beslenmeye çok mesafeliydim. Denemeyi aklımdan bile geçirmiyordum ama büyük konuşmamam gerekiyormuş. Kendi deneyimime geçmeden önce bu sistemi kısaca anlatmak istiyorum. Vücudumuz ana öğünleri yedikten 3-4 saat sonrasında tüm yediklerimizi yakmış oluyor. Bu süreden sonra kendisine yeni bir yiyecek vermezsek, yakıt olarak depodaki birikenleri kullanıyor. Bu da demek oluyor ki, depolanmış yağlar yakılmaya başlanıyor. Teknik detaylara girmeden en basit anlatımı bu şekilde. Biz sık sık yemek yediğimizde vücudumuzu bu düzene hiç sokamamış oluyoruz. Hep yediklerimizi yakıyoruz ve depodakiler sabit kalıyor. Aralıklı orucun bazı farklı şekilleri var. En çok uygulananı 16/8 sistemi yani 16 saat açlık, 8 saat yemek modu. Açlık süresi uzadıkça yağ yakımı artıyor ama yeni başlayanlar için en uygun versiyonu bu. 8 saatlik yemek periyodunda da tabii ki yine sağlıklı beslenmek ana kural. Bu sürede karbonhidrat ne kadar az olursa, 16 saatlik yemek yenmeyen süre o kadar daha rahat geçiyor. 16 saatlik oruç zamanının başlangıcının güneş batımına en yakın saat olması en önerilen şekil. Benim her zaman hipoglisemi yani düşük şeker sorunum olduğu için 2-3 saatte bir yemek yemem gerektiğine inanmışımdır. Fakat geçen sene hayatımdan tahılları uzaklaştırıp, karbonhidratları çok dikkatli almaya başladığımdan beri şeker düşme sorunum kalmadı. Bunun daha detaylı hikayesi “Yağları Sevelim” yazımda mevcut. Şekerim artık düşmese de eskiden gelen alışkanlıkla uyanır uyanmaz kahvaltı ederim. Hiçbir öğünümü atlamam ama akşam yemeğimi de en geç 19:00’da yiyip, yemekle ilişkimi keserim. Geçenlerde bir sabah uyandığımda artık sabahları aç olmadığımı ama kurulmuş tavşan oyuncaklar gibi direkt olarak kahvaltı hazırladığımı fark ettim. Kahvaltı etmeden saat 10:00’a kadar çok rahat durduğumu fark ettiğim an, kalıplarımın dışına çıkmayı ve fasılalı oruç beslenmesini denemeye karar verdim. 2 gündür bu şekilde besleniyorum. Tüm hafta devam edip, haftaya değişimleri ve deneyimlerimi anlatacağım. Kısa bir ipucu vermek gerekirse, kendimi harika hissediyorum. Herkese sağlıklı, mutlu, şekersiz günler dilerim. Not : Bu yazım www.hthayat.com daki köşemde 28.Nisan.2017 günü yayınlanmıştır. #aralıklıoruç #intermittentfasting

Arama Sonuçları

bottom of page