2 sene önce Institute for Integrative Nutrition’a başladıktan sonra hayatıma başka bir yön ve bakış açısı açıldı. Beslenmemin tam ortasına Integrative Nutrition yani Türkçe’si Bütünsel Beslenme olan bir kavram geldi, oturdu.
Sağlıklı beslenme denince aklımıza gelen hep ortak şeyler var. Şeker yememek, pilavı, makarnayı, rafine işlenmiş ürünleri kesmek, paketli gıda almamak, bol sebze meyve yemek, iyi kurubaklagil ve tahıl tüketmek gibi... Birçok farklı beslenme akımı olsa da hepsi genelde aynı ortak paydada buluşuyor. Bunların hepsi de elle tutulur, gözle görülür besinlerden oluşuyor yani yiyerek aldığımız besinlerden. Peki ya bizi besleyen diğer kaynaklar?
Aslında, tabağımızda yediklerimiz bizim iki numaralı besinlerimiz. Bir numarali besinlerimiz şimdi aşağıda anlatacağım unsurlar. Birincil ve ikincil besinlerimiz tamamen bir uyum içinde olmazsa sağlıklı kalabilmemiz, kilo verebilmemiz, enerjik olabilmemiz maalesef pek mümkün olmuyor. Hani bazen duyarsınız veya birebir sizin başınıza geliyordur. ‘’Çok sağlıklı ve dengeli besleniyorum ama zayıflayamıyorum’’ dersiniz. İşte burada maalesef herkesin kaçırdığı bir nokta vardır. Bir numaralı besinlerimiz acaba ne durumdadır?
Nedir bu birincil besinler?
Hayattan alınan zevk
Maneviyat
Finans
Kariyer
Eğitim
Sağlık
Fiziksel Aktivite
Ev Ortamı
İlişkiler
Sosyal Hayat
Aslında genellikle bozuk beslenmemize yol açan bu alanlardaki eksiklikler. Danışanlarımla da yaşadığım, en sık rastlanan olayı örnek olarak anlatmak istiyorum. Genelde en zorlanılan şey gece atıştırma krizleri ile başetmek oluyor. Bütün gün boyunca sebze, meyve, karbonhidrat, protein, yağ dengeli alındı ise gece yemek krizinin gelmesi tek birşeyi gösteriyor. Gün durulup herkes evine çekilince kendi içimizde açığa çıkan ‘’Duygusal Açlık’’. Oluşan duygusal açlığı fiziksel yemek ile gidermeye çalışıyoruz. O anda sizin ihtiyacınız olan büyük ihitmalle bir kalıp çikolata değil. Belki eşinizin sizi öpmesi, sevdiğiniz birinin size sarılması, bir arkadaşınızla dans edip eğlenebilmek veya 10 dakika meditasyon yapmak, dua etmek gibi..
Bütün gün boyunca ne kadar sağlıklı yemek yersek yiyelim, birincil besinlerimizde eksiklik varsa sağlıklı olmamız çok zorlaşıyor. Düşünsenize, zaten herşeyi zihnimiz ve beynimiz yaratmıyor mu? Bir çok zor hastalıkta bile iyileşme önce düşünce gücü ile başlamıyor mu? Bu da aynı şey.
Tabii ki herşeyin aynı anda mükemmel olması hiçbirimizin hayatı için mümkün olamıyor ama bu besinlerin de farkına varıp önceliklerimiz arasına koymak, bize bir değil, fazladan beş adım attırmış olacaktır. ''Benim şu anda ihtiyacım olan nedir'' diye kendimize sormak lazım. Her zaman ihtiyacımız olan şey yemek, cips, börek olmuyor. İhtiyacımız çoğunlukla o anda dinlenmek, huzurla durabilmek, sosyalleşmek, kendine bakıma vakit ayırabilmek olabiliyor.
Bazen bir yaprağın içindeki bin bir tonu seyredip, zihnimizi onun güzelliği ile doldurmak, bir kilo brokolinin bize sağlayacağı faydadan daha etkili olabilir. Yaşadığımız hayatın farkına varmak, etrafımızı gözlemlemek, otomatik pilottan uyanmak beslenme ile de ilişkimizi şekillendiriyor çünkü sinir sistemimiz rahatlıyor. Bunu denemeye başlayabilirsiniz. İnanın çok faydası olacak.