top of page
  • Yazarın fotoğrafıSema Özpekmezci

Gluten hassasiyeti şehir efsanesi değil

Güncelleme tarihi: 29 Oca 2021


Gluten, buğday, arpa ve çavdarda bulunan proteindir ve bazı kişiler bu proteini hazmedemezler. Midede şişkinlik ve gaz, ishal bu hassasiyetin en fazla görülen belirtisidir. Nadir olarak da nedensiz baş ağrılarına yol açar.

Bedenimiz her zaman bize doğruları ve sorunları gösteriyor

Bundan bir sene öncesine kadar çölyak hastası hariç diğer kişilerin de glutensiz beslenmesini yeni akım moda diyetlerden biri gibi düşünüyordum, ta ki çok fazla hazımsızlık sorunum başlayana kadar. Bir doktor teşhisi veya test ile kesinleşmiş bir gluten hassasiyetim yok fakat özellikle akşamları çok fazla şişkinliğim oluyordu. Düşük karbonhidratlı beslenmeye başlayıp, buğday türevlerini hayatımdan çıkartmam ile birlikte bu hazımsızlık sorunlarımın kendiliğinden geçtiğini farkettim. Kendime testler yaptım. Glutenli şeyler yediğim günlerde kendimi ‘’davul gibi şiş’’ hissettiğim günler geri geldi. Glutensiz beslendiğim günlerde ise kendimi son derece hafif ve rahat hissettim. Bu testi defalarca uyguladım ve her seferinde aynı sonucu alınca gluteni hayatımda en düşük noktaya indirdim.

Buğday, arpa ve çavdar artık beslenmemizin o kadar çok içinde ki çıkartmak biraz zor olabiliyor. Ekmekler, poğaçalar, tüm pastalar, kurabiyeler, kraker, simit, börek herşey gluten içeriyor çünkü hepsi tahıllardan elde edilen unla yapılıyor. Unun tam buğday, tam çavdar olması da farkettirmiyor. Gluten, tahılın özünde olduğu için tam olması veya rafine edilmiş olması içindeki gluten oranını değiştirmiyor.

Peki bununla nasıl baş edeceğiz?

Şekerde olduğu gibi bunda da buğday türevlerinin yerine alternatiflerini kullanarak kendi beslenmemize uyarlayabiliriz. Ben en fazla badem unu ve hindistancevizi unu kullanıyorum. Ekmek yeme alışkanlığımı nerdeyse sıfıra indirdiğim için istediğim diğer tüm şeyleri bu unlarla hazırlayabiliyorum. Kinoa ve unu, karabuğday (greçka) ve unu, mısır unu, ülkemize yeni gelen teff unu da alternatifler arasında. Bu unlardan da her şey yapılıyor. Tabii ki tat farkı oluyor ama hayatıma çok güzel yeni lezzetler katıyorlar.

Bir de her zaman söylediğim gibi, yiyemediğim şeylere takılıp, devamlı bunu dile getirip üzüleceğime, yiyebildiğim yüzlerce seçeneğe şükredip, onlar için minnettar olmak kendimi daha iyi hissettiriyor. Doğanın bize sunduğu tüm sebzeler, meyveler, kurubaklagiller, yemişlerle öyle güzel yemekler yapılabiliyor ki. Yeter ki mutfakta denemeler yapmaya açık olalım.

Tamamen glutensiz ve rafine şekersiz yaptığım, tadı harika olan, hatta bence normal unlu kekten bile daha lezzetli olan bademli kakaolu kek tarifim buna örnek olabilir.

Tarifi detaylı olarak burdadır.

Bu yazım www.hthayat.com'da 18.01.2017'de yayınlanmıştır ve siteden alıntıdır.

Save

913 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page