top of page

"" için 442 öge bulundu

  • 6 Ayda 20 Yaş Gençleşme

    Önce 3'lü Eliminasyon ile Tazelenme, sonra da 6 cm-DKYY beslenme programımıza katılarak, sağlığında hiçbir ilacın yapamadığı değişimi yapan pek sevgili katılımcımızın hikayesi.. A.S. 8 Mayıs'ta kan tahlili yaptırmak için aile hekimine gittim. En son 6 ay önce 3'lü Eliminasyon öncesi, yine tahlil için gitmiştim. Bendeki değişimi görünce çok şaşırdı ve "Ne yapıyorsan devam et." dedi :) Eliminasyon ve sonrasında DKYY beslenme ile birlikte, son 6 ay içinde bendeki değişimi sizinle paylaşmak istiyorum. İlk sayılar 6 ay öncesi, son sayılar da bugün itibariyle değerlerim. Şu güzelliğe bakar mısınııııııızzz! Ben mutluluktan ağlamayayım da ne yapayım? Hedefime ulaşmak için daha yolum var ama güvenle ilerliyorum. Bu beslenme şekline o kadar alıştım ki artık sürekli diyet modunda ve kısıtlama/yasak psikolojisinde olmaktan kurtuldum. Her türlü şeker hayatımdan çıktı ve hiç aramıyorum. Ekmeksiz pilav bile yiyemeyen ben, artık yemeklerin yanında hiç ekmek aramıyorum. İhtiyaç duymuyorum, canım istemiyor. "Ekmeğimsi" tariflere bile ihtiyaç duymuyorum. Resmen sebzelere salataya aşeriyorum. Doyduğumu farkedip tabağımda hala bir şeyler varsa "Acıkınca yerim." deyip kaldırabiliyorum. Tabağı silip süpürme, kıtlıktan çıkmışcasına yeme davranışım tamamen bitti. Uzun bir yürüyüşten sonra yorgunluktan yığılıp kalmıyorum, enerjim yükseldi. Uykum düzeldi. Daha neler neler.. Şimdi hepsi aklıma gelmiyor. Bana şimdiye kadar hiçbir beslenme uzmanının yapamadığını yaptınız. Verdiğiniz bilgiler çoook değerli. Sizi sevgiyle anmadığım bir günüm geçmiyor. Çok teşekkürler. İyi ki varsınız.

  • 6 Santimetre - DKYY Mutlu Sonlar 3

    Programın çok kıymetli katılımcılarından gelen harika geri bildirimlerle devam ediyoruz. A.Ö. 20'li yaşlardan bu yana gittiğim uzmanların, hatta gittiğim bazı ünlü doktorların 51 yaşıma kadar anlatmadığı ve internet denizinde bile karşıma çıkmayan değerli bilgileri sizden öğrendim. Ne kadar şanslıyız ki öğrendiklerinizi ve deneyimlerinizi bizlerle paylaştınız. Sağ olun, var olun. Hem siz hem bilgileriniz çok kıymetli.. Şimdi sizin öğrettiğiniz beslenme bana neler yaptı anlatayım.. * Sabah yataktan kalktığımda inanılmaz dinç kalkıyorum ve enerjim yatana kadar tükenmiyor. * Gece uykularım kesintisiz hale dönüştü * Asla hipoglisemi atağı geçirmiyorum. * Aklıma abur cubur yemek hiç gelmiyor -her akşam 1 paket cipsi gömüyordum.- * 17 saat açlık yapıyorum ve öğünüm gelmeden acıkma hissetmiyorum. * Hissettiğim acıkma ise hipoglisemi atağı şeklinde değil, yıllardır sesini unuttuğum mide guruldaması şeklinde :) 26 Nisan ölçülerim Göğüs: 126 cm Bel: 117 cm Alt Karın: 123 cm Kalça: 128 cm Baldır: 66 cm Kilo: 106 kg 09 Mayıs ölçülerim Göğüs: 119 cm Bel: 110 cm Alt Karın: 118 cm Kalça: 121 cm Baldır: 66 cm Kilo: 97 kg Kabaktan "Su gibi tatsız tuzsuz, gereksiz bir sebze" diye bahseden ben, şimdi kendisinden muhteşem bir tat ve koku alıyorum mesela. Meğerse bedenim ne çok güzel şeyi unutmuş yıllar içinde. Tekrar tekrar teşekkür ederim. Hakkınızı ödeyemem helal etseniz bile. N.S. Bu programa başlarken neyle karşılaşacağımı çok da bilmiyordum. Doğum sonrası bedenimle bir türlü barışamıyor, bir türlü eski beslenme sistemime dönemiyordum. Birden fazla uzmanla çalıştım, güzel kilolar da verdim ama aynen geri aldım. Çünkü mantığım kaybolmuştu ve çok büyük ihtimalle vücudum da eskisi gibi değildi. Yeni bir anahtar lazımdı bana ve o neydi, bulamıyordum. Siz bana o anahtarı verdiniz, ne kadar teşekkür etsem azdır. Bu program sayesinde konunun mantığını çözmüş oldum ve kendime kızmadan şefkatle yaklaştım. Öncekileri de affettim çünkü bilmiyormuşum :)))  Ne tartıldım, ne ölçtüm kendimi çünkü baskı unsuru olsun istemedim ve şunu söyleyebilirim ki dün 2 yıldır takamadığım kemerimi 3. delikte falan taktım :) Kısaca sizden bir sürü bilgi ile donanmış ve ne yapacağımı bilir bir şekilde ayrılıyorum. İyi ki varsınız :) Umuyorum yeniden yollarımız kesişir. B.Ü. Bu programa başlarken hedefiniz ne idi? Beslenmemi Şubat ayında sizinle başlamış olduğum eliminasyon programı sonrasında, 6 cm programı ile daha sürdürebilir bir yaşam şekline evirmeyi hedefliyordum. Bunu fazlasıyla sağladım. "Battı balık yan gider." kültürüm değişti :) Aradaki kaçamaklar sonrasında nasıl devam etmem gerektiğini öğrendim. Sadece öğrenmedim, etrafımdaki insanlara da bu kültürü anlatmaya başladım. Arada sizi ve maillerinizi özleyeceğimden yine programlara katılmayı düşünüyorum :) Program, hedeflerinize ulaşmaya nasıl yardımcı oldu? 5 sene önce tanıştığım fonksiyonel beslenme yaklaşımını yapmak istesem de bu zamana kadar istikrar sağlayamadım. Dönem dönem eliminasyonlar yapsam da bir süre sonra eskiye kolayca dönebiliyordum. Bu program ile sürdürebilirliğin nasıl olması gerektiğini öğrendim. Her gün gelen mailler, motivasyonumu oldukça arttırdı. Canlı yayınlarda işlenen konular, soru-cevaplar bilgilerimi besledi. Bu arada baş ucu kitabım "Mutlu Beslenme" oldu. Kısacası internette parça parça öğrenmeye çalıştığım her şey, bana derli toplu olarak geldi. Bilgilerin içinde kaybolmadan, "Nasıl yapacağım?" korkusu olmadan adım adım, sindire sindire, anlaya anlaya uyguladığım bir program oldu. Bilen ve uygulayan bir kişiden bilgi almak, sizin kendi deneyimleriniz bana güven verdi :) Program biterken kendinizde gördüğünüz fiziksel ve davranışsal değişimler nedir? Tartıda gözükenden daha fazla inceldim :) Sabahları 9:00'da kahvaltı yapan ben, 11:00 – 11:30'dan önce bir şey yemiyorum. Akşamları 18:00'de de yemeğimi yiyip sonra hiçbir şey yemiyorum. Bu saatler kendi kendine oturdu. Kaç zamandır IF için uğraşıp asla saatleri oturtamamıştım. Sistem kendiliğinden oluştu :) Sizin deyiminizle "çikolata şelalelerinden" olmasa da "karbonhidrat şelalelerinden" gelen biri olarak canım bunları istemiyor. Eliminasyonla birlikte, kaç aydır şeker tüketmiyorum. Üstelik bunun için bir efor sarfetmiyorum. İşin güzel yanı, ilk kez oğlum ve eşim benimle birlikte bu sürecin içinde. Bu bir diyet değil, davranış biçimi diye onlara da empoze ediyorum. Eşim bu sabah "Beni de ölç, bakalım kaç cm gitmiş." deyince çok mutlu oldum. Ailecek değişiyoruz, öğreniyoruz :) Bu programı kimlere önerirsiniz? Kendine değer veren, kendini seven, güzel yaş almak isteyen, temiz beslenmek isteyen ve bunu doğru adresten öğrenmek isteyen, benim gibi MS olup otoimmün hastalığı olan herkese tavsiye ederim. Eklemek istedikleriniz… Ben kendimi bildim bileli diyet yapıp, kilo verip, bir süre sonra bu kiloları alarak senelerimi geçirdim. Hatta gitmediğim ünlü isim kalmadı. Hayatımda ilk kez diyet yapmadan, doğru beslenme ne demek, nasıl uygulanır, yaşam şekli nasıl buna evrilir, bunları öğrendim. İlk kez bir şey yediğimde bunun pişmanlığını yaşamak yerine etkisini nasıl aza indiririmi öğrendim. Artık börek de yesem, bunu nasıl dengeleyeceğimi biliyorum. Gerçi canım istemiyor, o ayrı. Bana balık tutmayı öğrettiğiniz için teşekkür ederim. Etrafımda herkese bu mantığı anlatmaya çalışıyorum. Hatta mutlaka programlara katılarak kendilerine hediye vermeleri için yönlendiriyorum. En önemlisi mutluyum, enerjim oldukça yüksek. Her şey için size teşekkür ederim. A.B.S. Bu programa başlarken hedefiniz ne idi? Aşırı kilolu biri değilim ama bedenimdeki yağ oranım yüksekti. Fazla yağlarımdan kurtulmak istedim. İncelmek istedim. Bunun yanında, 36 yaşındayım ve eşimle beraber sağlıklı bir beslenme düzenimizin olmasını önemsiyoruz. Bir süredir, iki kişilik ailemiz için sürdürülebilir bir beslenme planı oluşturmaya çalışıyorum. Bu sebeple de Sema Hanım’ın üç farklı programına katılıp bizim için en iyi sistemi yaratmaya çalışıyorum. Program, hedeflerinize ulaşmaya nasıl yardımcı oldu? Programa başlamadan önce Sema Hanım “Size benden her sabah mail gelecek.", "Battı balık yan gitmez.", "Ben size balık tutmayı öğreteceğim.” diyor. Başlangıçta bunların ne gibi bir etkisi olacağını anlamıyorsunuz. Günler geçtikçe ilmek ilmek, yeni hayatınızı dokuduğunun farkına varıyorsunuz. Katıldığım tüm bu programlar sonrasında Sema Hanım'a ya da bir başkasına ihtiyacım kalmayacağını bilmek, bana yardımcı olan diğer şeylerden biriydi. Mesela, kendimce ideal olan kiloma ulaşmak için üç hafta yeterli değil ama herhangi bir diyetisyene başvurmama gerek kalmadan hedefime ulaşabilecek ve sonrasında sürdürebilecek her türlü donanıma sahibim. Program biterken kendinizde gördüğünüz fiziksel ve davranışsal değişimler nedir? Bir başka geri bildirim yazısında görmüştüm. Biri “ Belim varmış” diye yazmıştı. Bugün o kişinin ne demek istediğini anladım. Kıvrımlı bir üst bedenim oldu. Kendimi böyle görmek hoşuma gitti. Kot pantolonlarımı giyerken mücadele etmemek bu ara en çok sevdiğim şeylerden biri… Uzun süreler açlık hissetmiyorum. İki saatte bir, tatlı-tuzlu bir şeyler atıştırmak gibi tuhaf bir alışkanlığım vardı. Artık bazı günler ara öğün bile yapmıyorum. Çoğunlukla iki öğün yemek yiyorum. Tatlı krizleri yaşamıyorum. Bu programı kimlere önerirsiniz? Hayatının geri kalanında kendi için ideal beslenme planını bulmaya çalışanlara, klasik diyetisyen listelerinden ve görüşlerinden bıkmış usanmışlara, "Gluten tüketmiyorum, rafine şekerle işim olmaz." diyen ama görece daha sağlıklı olduğunu düşündüğü alternatifleri büyük porsiyonlar şeklinde ve her öğünde tüketenlere.. Eklemek istedikleriniz… Market alışverişi masrafım azaldı. Çok iyi beslendiğimi düşünen biriydim. Her türlü antin kuntin denebilecek ürünü alırım ve farklı tarifler denerim. Fark ettim ki porsiyonlarım çok büyükmüş. Buzdolabım daha çok renkli sebzelerle dolmaya başladı. Yine iyi olduğunu düşünerek aldığım pek çok atıştırmalığa hiç ihtiyacım olmadığını farkettim. (Bir çekmece dolusu atıştırmalığı sanırım üç ya da dört ayda ancak bitirebilirim.) Sosyal medya doğru bir şekilde kullanıldığında güzel şeylere de vesile olabiliyor. İyi ki sizinle tanışmışım. Öğrettiğiniz her şey için teşekkürler. Bir teşekkür de Tuğçe Hanıma Program boyunca kolaylaştırıcılığınız için teşekkür ederim. Sizin de yolunuz açık olsun. C.S. Bu programa başlarken hedefiniz ne idi? Hedefim, kasvetli havalar yüzünden içine düştüğüm gluten batağından ve kış boyunca azimle aldığım kilolarımdan kurtulmaktı. Program, hedeflerinize ulaşmaya nasıl yardımcı oldu? Sürekli hazır yemek ya da sandviç alıyor, ofiste bunlarla besleniyordum. Program aç kalmadan, sadece planlı davranarak sağlıklı beslenmeyi hayatıma (umarım uzun vadeli şekilde) yerleştirdi. Kızım çölyaklı olduğu için (hesabınızı da zaten bu amaçla keşfetmiş ve bilahare kitabınızı almıştım) evde glutensiz besleniyoruz. Buna rağmen çok karbonhidrata dayalı yaşadığımı fark ettim. Program beni kendime getirdi :) Program biterken kendinizde gördüğünüz fiziksel ve davranışsal değişimler nedir? Program üç hafta süreli olsa da ben ilk günkü haliyle ve keyifle devam ediyorum. Sıkılmaya başladığımı hissettiğimde baklagil ve meyveleri de eklerim. Halihazırda 4 kg verdim ve sanırım 5 cm civarında incelme oldu. Karnım uzun zamandır ilk kez dümdüz. Daha dinç hissediyorum ve fıstık ezmesi, biber gibi besinlerdeki doğal şekeri hisseder hale geldim. Bu programı kimlere önerirsiniz? Programı sağlıklı beslenmeyi öğrenmek ve bunu hayatına yerleştirmek isteyen herkese öneririm. Özellikle (kendilerini saklamadılarsa) programa erkeklerin ilgisinin hiç olmayışı dikkatimi çekti. Umarım sağlıklı beslenme ve fit bir görünüm elde etme arzusu yalnızca kadınların tekelinde kalmaz! Eklemek istedikleriniz… Programa elimde olmayan sebeplerle, iş hayatımın en yoğun olduğu haftalardan birinde başladım. Türkiye’den çalışma arkadaşlarımızın geldiği, haftada 3 iş yemeğimin olduğu bir haftadan başlayarak beslenmemi bugüne kadar getirdim :) Bu süreçte hiç kaçamak yapmadığım, makrolara sadık kaldığım için de kendimle ve irademle gurur duyuyorum. Bunu yapabildiysem, bundan sonra da kontrollü bir şekilde gidebileceğime, arada kaçamaklar olsa da sağlıklı beslenmeye devam edeceğime inancım tam. Size, Tuğçe Hanım’a pozitif ve profesyonel yaklaşımınız için, aklıma takılan konularda gönderdiğim e-postalarımı kısa sürede ve son derece teşvik edici şekilde yanıtlandırdığınız için teşekkür ediyorum. Başarılarınız daim olsun! G.S. Bu programa başlarken hedefiniz ne idi? Programa başlarken hedefim, vücuduma iyi gelmediğini keşfettiğim ama çok ciddi bir alışkanlık olarak hayatımdan çıkaramadığım beslenme tarzımı değiştirmek ve tabii ki bununla birlikte bonus olarak fazlalığım olan 3 kg'ı vermekti. Çikolata şelalelerinden gelen biri olarak tatlı aşermelerim ve glutenli ürünleri özellikle yoğurtla (mantı, yoğurtlu makarna vs.) birleştirip yediğimde gelen öksürük krizlerinin (sevimsiz reflü) artık hayat kalitemi düşürmesi ile bu programa başlamaya karar vermiştim. Üstelik faydası olmadığı, hatta zararı olduğunu bildiğim halde vazgeçemediğim bu alışkanlıkları bırakmak için kendimi birine karşı sorumlu hissedersem daha kolay disipline olacağımı da biliyordum. Program, hedeflerinize ulaşmaya nasıl yardımcı oldu? Programa başladığımda regl dönemindeydim. Normalde bu dönemde çikolataların biri gelip biri gitmeliydi ama öyle olmadı. Tabii ki canımın çok istediği zamanlar oldu ama kendime hakim olabildim. Ve sağlıklıya yakın beslendiğimi düşünen ben, aslında aç geziyormuşum, o yüzden de sürekli atıştırmalıklara saldırıyormuşum. Bu program ile hiç doymadığım kadar doyuyorum. Hedefim olan 3 kilonun 1,5 kilosunu verdim ama daha da önemlisi inceldim. Beli sıkan pantolonların şortların beli ve baseninin bollaşması muhteşemdi. Sabahları artık şişmiş bir karınla uyanmıyorum. Patlamak üzere gibi gezmiyorum. Program biterken kendinizde gördüğünüz fiziksel ve davranışsal değişimler nedir? Aşermelerim bitti, 3 haftadır hiçbir öğün sonrası reflüye bağlı öksürük krizim olmadı. Dolu dolu yemek yememe rağmen şişkinliğim olmuyor. Hedefim olan kiloya yaklaştım ve gözle görülür şekilde inceldim. Kendimi daha enerjik ve iyi hissediyorum. Bu programı kimlere önerirsiniz? Kendine iyi bakmanın ne demek olduğunu öğrenmek isteyen herkese öneriyorum. Eklemek istedikleriniz… Çok güzel ve faydalı şeyler öğrendim ve artık neyi, neden yapmam gerektiğini biliyorum. Bence programın sürdürülebilir olmasının sebeplerinden biri de bu. Beni motamot uyulacak listelere değil, bilgiye dayalı beslenmeye yönlendirdiğiz için teşekkür ediyorum Sema Hanım. E.A. Bu programa başlarken hedefiniz ne idi? Hedefim 3 kilo vermek, kendimi tok hissederek her zaman uygulayabileceğim bir yeme düzeni oluşturmaktı. Program, hedeflerinize ulaşmaya nasıl yardımcı oldu? Hedefime tamamen ulaştım, tam 3 kilo verdim. Belimden 7 cm, göbekten 6 cm, basenden 4 cm, bacaktan 3 cm inceldim. Bu arada, her zaman yaptığım sporu yapma fırsatım olmamasına rağmen bu sonuca ulaştım. Program biterken kendinizde gördüğünüz fiziksel ve davranışsal değişimler nedir Kendimi daha hafiflemiş hissediyorum her şeyden önce. Karnım acıkınca kendime sağlıklı atıştırmalıklar yapıyorum ve artık onları tercih ediyorum. Bu programı kimlere önerirsiniz? Kesinlikle herkese. Eklemek istedikleriniz... Size çok teşekkür ederim öncelikle, artık bu beslenme biçimi benim yeme biçimim haline geldi. Kendimi tok hissederek günü geçiriyorum, canım bir şey yemek istediği zaman hemen sizin tariflerinizden (hem yapması kolay hem acayip lezzetli) hazırlıyorum. İyi ki katılmışım programınıza, yeme tarzımı sayenizde değiştirdim ve çok mutluyum. A.E. Bu programa başlarken hedefiniz ne idi? Sema Hanım’ı senelerdir takip eden biri olarak bu programa başlamamın en önemli sebebi, uzun zamandır veremediğim 4 kiloyu vermek karın ve bel çevresindeki yağlanmadan kurtulmaktı. Program, hedeflerinize ulaşmaya nasıl yardımcı oldu? Program sayesinde önce doğru bildiğim yanlışlardan kurtuldum. Kendimi daha sağlıklı ve enerjik hissediyorum. Beslenmemi programlamaya ve bundan keyif almaya başladım. Artık neyi, ne kadar yersem sonucunda ne olacağını kestirebiliyorum. Program biterken kendinizde gördüğünüz fiziksel ve davranışsal değişimler nedir? Programa başlarken 72,5 kiloydum. Şimdi 68,5 kiloyum ve 5 cm inceldim (Boyum 1,80). Eskiden kilo verdiğimde yüzüm çökerdi, zayıflık hiç yakışmazdı. Şimdi yağdan gittiği için yüzüm çok incelmedi ama vücut şeklim tabii sporun da yardımıyla çok değişti. Uzun zamandır istediğim şekle sahip oldum. Giydiğimde sıkan bütün kıyafetleri şimdi gönül rahatlığıyla giyebiliyorum. Mutluyum. Uykularım çok daha sağlıklı oldu. Gün içinde yorulmalar, uyku çökmeleri, ağır hissetmeler yok artık… Bu programı kimlere önerirsiniz? Ben önüme gelen ve ihtiyacı olan, yanlış beslenen, kilosundan, yağlarından şikayet eden, açlıktan eli ayağı titreyen herkese öneriyorum zaten. Eklemek istedikleriniz… Ben dahil birçok insan, sağlıklı yaşamak adına beslenmemizde doğru düşündüğümüz bir sürü yanlışlar yapıyormuşuz, bu program bana bunu öğretti. Örneğin, ben aç kalmanın, çok az yemenin, kendini her şeyden mahrum bırakmanın sağlıklı bir yaşam sürmek olduğunu zannediyordum. Şu anda makrolarımı tamamlayabilmek için o kadar çok şey yiyorum ki bir öğünde… Ve çok uzun zamandır, ilk defa gerçekten doyduğumu hissediyorum. Tatlı ihtiyacım artık kalmadı. Bunlar beni çok mutlu ediyor. Hayatımda yeni bir dönem başladı ve bunun için size teşekkür ederim. K.G. Bu programa başlarken hedefiniz ne idi? Programa başlarken hedefim “Acımdan öleceğim.” korkusu olmadan, son 2 yılda, mevcut fazla kilomun üzerine daha da eklediğim 20 kilonun sebebi olan kötü alışkanlıklarımı, “Başka bir düzen mümkün.” mottosunu benimseyerek bırakmaktı. Tabii kilom fazla olduğu için, ilk motivasyon olarak o yüksek sayılara kıyasla, program sonunda manası olacak kadar ama sağlıklı şekilde, yani yağlardan vererek kilo da kaybetmekti. Program, hedeflerinize ulaşmaya nasıl yardımcı oldu? Program, yıllardır az çok fikrim olan ve hatta özellikle otoimmün hastalıkları olan yakınlarıma tavsiye ettiğim prensipleri, daha geniş ve uygulanabilir halde öğrenmeme, yaparak öğrendiğim için de kalıcı bir bilinç değişimine katkı sağladı. Sağlıklı beslenmeyle acıkmadan durabileceğimi, irademi daha özgüvenli ve mahrumiyet hissi minimumda kullanabileceğimi gösterdi. Eskiden hep kilo verip alırdım ama gerçekten dönüp baktığımda, aç kalma hissi hep ön plandaydı. Şimdi o tamamen gitti. Yine de glutensiz, şekersiz ve eskiden sabah akşam yediğim bir dolu korkunç şey olmadan yaşamak o kadar da kolay değil, bu kısmında dürüst olayım. Belki zamanla kolaylaşır. Tüm bu değişimleri empati yeteneği çok yüksek, aşırı sempatik, kendini son derece yetiştirmiş ve gerçekten derdi bu bilinci ve bilgi birikimini yaymak olan biriyle, her gün yanınızdaymış hissi ile yaşamak çok çok kolaylaştırdı süreci. Program biterken kendinizde gördüğünüz fiziksel ve davranışsal değişimler nedir? Öncelikle ilk haftanın ardından fiziksel ve davranışsal çok değişiklikler oldu. Gaz problemim yok. Aşırı tuvalete çıkardım, şimdi artık gün içinde saati bile belli ve daha düzenli. Şişkinlik pek yaşamıyorum. Egzamam çok azaldı. Ürtikerimde de azalma oldu ama o biraz daha cilt hassasiyeti kaynaklı sanırım. Bu programı kimlere önerirsiniz? Bu programı öncelikle beslenme düzeni raydan çıkmışlara, hiçbir kilo problemi olmasa da kendini sağlıklı hissetmeyen ve bunun altında beslenme düzeninin yattığına inananlara, otoimmün hastalıkları olanlara ve aileden kalıtsal şeker, tiroid, kalp gibi rahatsızlıklarda riski olanlara öneririm. Bunların hiçbiri yoksa bile, "Sadece bilinç düzeyim artsın, yaparak bir şeyleri göreyim." diyen herkesin de çok kazançlı çıkacağına şüphem yok. Yeter ki kendinizi hazır ve istekli hissedin. Eklemek istedikleriniz… Bu işi gerçekten bir maddi beklentisi olmadan, sadece bildiklerini ve deneyimlerini toplumla paylaşma derdinde olarak yapanlara saygım sonsuz. Bu şekilde uzun zamandır takip ettiğim bir platform var. Onlar haricinde ilk defa sizi bu konuda beklentisiz, kaygısız, tamamen iyi niyetle ilerler gördüm ve bu benim programa güvenimi çok artırdı. Çeşitli ekollerden diyetisyenlerle de hayatı boyu haşır neşir olmuş ve bazı “meşhurları” (hatta bugün gördüm bir tanesini) laf olsun diye takip eden biri olarak şunu fark ettim; en azılı gluten, ekmek, meyve vs. neferleri bile çark etmeye başlamış. Eskiden "Ekmek düşmanınız değil." derlerdi ve gururla yedikleri simitleri paylaşırlardı. "Çölyak değilseniz, glutenle derdiniz olmasın." derlerdi. Şimdiyse karbonhidratı, gluteni, hatta fruktozu "Sınırlayalım." diyorlar. "Bak seeen." diyorum içimden. Çünkü bu insanların marka işbirliği adı altında, abuk sabuk şeyleri de yıllarca önerdiğini, paylaştığını çok gördü bu gözler. Bu işlerle uğraşan, göz önünde olan ve topluma etkisi olabilecek kişilerin, maddi kaygıları daha arka planda tutarak bilimin ışığında ilerlemelerini diliyorum, hepsine kısmet olsun. Özetle yaptığınız iş ve insanlardaki dönüşüme yaptığınız katkı çok değerli. İyi ki yolumuz kesişmiş. H.A. Bu programa başlarken hedefiniz ne idi? Bu programa başlarken hedefim, elbette incelmek ve sürdürülebilir bir beslenme şeklini öğrenmekti. Program, hedeflerinize ulaşmaya nasıl yardımcı oldu? Bel çevremde 2 cm, alt karında ise 5 cm incelme oldu. Armut tipli bir vücudum var ve genel olarak kiloyu vücudumun alt kısmından alıyorum. Bu yüzden, bu 5 cm bende hayli fark yarattı ve sıkan pantolonlarım rahat bir şekilde olmaya başladı. Program biterken kendinizde gördüğünüz fiziksel ve davranışsal değişimler nedir? En onemlisi "Battı balık yan gitmez." :) Arada uyamamış olsam da, hemen sonraki günlerde tekrar aynı şekilde beslenmeye devam etmeye başladım. Belki de programı firesiz uygulasaydım daha çok incelme bile yaşayabilirdim. Ayrıca tatlı isteğim kesinlikle azaldı, arada dondurma yedim mesela ve bana hiç zevk vermedi. %99 kakao oranında çikolata, şu an regl dönemimdeki çikolata isteğimi kesiyor. Gercekten çok mutluyum çünkü ben tatlı/çikolata olmadan yaşayamayan biriydim. Fat Secret uygulaması da inanılmaz yardımcı oldu. Sabah, öğlen ve arada yediklerimi girerek akşam ne kadar yemem gerektiğini anlayabiliyorum. Sabah kahvaltımı 09:30'dan önce yapmıyorum ve akşam yemeğini de en geç 19:00-20:00 gibi bitiriyorum. Saat 20:00'de yediysem, ertesi gün kahvaltımı 10:00'dan önce yapmamaya çalışıyorum ve ilginç bir şekilde kurt gibi acıkmış olarak uyanmıyorum. Bu programı kimlere önerirsiniz? Bu programı gerçekten işin mantığını öğrenmek isteyen, yaşam tarzını değiştirmek isteyen ama nereden başlayacağını bilemeyen herkese öneriyorum. Çok ama çok öneriyorum hatta. Bu bilgileri bir sürü kitapta bulabilirsiniz ama tek başına başlamak her zaman çok daha zor. Bir toplulukla birlikte ve istediğiniz zaman ulaşabileceğiniz, elinizden tutan biriyle başlamak gibisi yok. Zaten 3 haftadan sonra alışkanlık oluşturmaya başlıyor ve bilinç düzeyi yükseliyor. Sonrasını sürdürmek çok daha basitleşiyor. Ayrıca Sema Hanım'ın paylaştığı tarifler de oldukça hayat kurtarıcı oluyor. Ş.B.D. Bu sene de menopoza girdiğim tanısı koyuldu, 52 yaşındayım. 2018’den beri de haşimato hastasıyım. Çok şükür rahatsız eden hiçbir belirtim yok ancak metabolizmamın yavaşladığını, enerjisiz olduğumu ve kilo aldığımı ve zor kilo verebildiğimi fark ettim. Yemeklerden sonra hiç yaşamadığım yorgunluklar oluşuyordu ki şeker değerlerim hep iyiydi. "Bu böyle olmayacak, bir şeyleri anlamıyorum, yanlış yapıyorum, bilinçlenmem gerekiyor." diyerek DKYY eğitiminize katılmak istedim. İlk gruba yetişemedim, kaçırdım diye o kadar üzülmüştüm ki sonra ikinci grubu açtığınızda bayrakları astım :) Hemen yazıldım. İyi ki katılmışım, eksik ya da yanlış bildiğim çok şey varmış. Zaten o kadar tutkulu ve severek anlatıyorsunuz ki konuları, sizi pür dikkat dinlememek mümkün değil. 1. Eğitiminizde bilinçlendim, öğrendim. Anlattıklarınızla ve bizlere yolladığınız dosyalar ile bilgime bilgi kattım. En güzeli, hep bende kalacak bu bilgiler, istediğim zaman alıp bakacağım. 2. Tartarak, ölçerek, her gün FS’de kaydederek, ne yaptığımı bilerek beslenmek bana büyük bir güven verdi, içim rahat etti. Çünkü artık doğru adımları attığımı ve hedefime nasıl sağlıklı bir şekilde ulaşabileceğimi biliyordum. 3. Vücudumuzun nasıl çalıştığını anlatmış olmanız, sağlımız için ne kadar önemli adımlar attığımız konusunda bizleri bilinçlendirmiş olmanız benim için paha biçilmez. 4. Hep not aldım, hatta ertesi gün yayını tekrar izledim ve iyice oturdu artık! 5. Peki ne oldu? Efsane oldu. Dans edesim geliyor. Kiloyu sonunda anlatacağım çünkü aslında daha güzel şeyler oldu. 6. Tiroid değerlerimi daha yeni ölçtürdüm ve doktor ilacımı 50 miligramdan 25’e düşürdü ve bu sadece 14 günde oldu. İnanılmaz. Yok inanılır :) Bu şekilde devam edeceğim ve inşallah ilaç kullanmayı tamamen bırakabilirim. 7. Enerji doluyum. O bitkin hallerim uçtu gitti, sabah yürüyüş yaptıktan sonra hiçbir şeye halim kalmıyordu. Hemen uykum geliyordu. Kaslarımda güç yoktu. Şimdi yürüyüş, yemek yapmak, ev işi, dışarıya çıkıp bir yerlere gitmek... BEN, geri geldim. Yaşasın :) 8. Proteinsiz besleniyordum ve ne kadar yanlış yapıyormuşum. Her gün protein tüketerek kaslarımın güçlendiğini fark ettim. Duruşum bile düzeldi. 9. Aslında sadece 2,5 kg verdim ama inanılmaz fark etti. Siz demiştiniz ya "Tartıda verdiğiniz 300 gr ile bir şey fark etmez ama bedeninizde 300 gr ile çok şey fark eder." diye. Evet kesinlikle, belim 6 cm ve kalçalarım 7 cm incelmiş. Giyemediğim pantolonları rahatlıkla giyebiliyorum. 10. Birkaç kere su orucu yapmıştım. Sırf otofaji olsun diye yapmıştım ama orada 6 günde 3-4 kilo vermiştim ve o zaman çok düşmüştü kilom. Şimdi kilom daha yüksek ama o zamanki giysilerimi giyebiliyorum. Anladım ki o zamanlar sadece su ve kas kaybetmişim ama bu sefer yağ yaktığım kesin, kas kaybetmeden! Hatta kas kütlemin arttığını düşünüyorum çünkü enerjim yerine geldi tekrar, güçlendim ve duruşum bile düzeldi. "İnsülin kabak lahana istemez, insülin künefe ister" demiştiniz ya, bu beni çok neşelendirmişti ve hiç aklımdan çıkmıyor. Slogan gibi bir söz :) "Çiğ sebzeler alkalinin kralı" da sizden, o da çok hoşuma gitmişti. Resim gibi sözlerinizi hiç unutmayacağım. Verdiğiniz emekler için, bizleri sağlıklı bir yola çıkartıp oradan sapmadan nasıl yürüyebileceğimizi gösterdiğiniz için çok, çok teşekkür ederim. Dilerim ki daha da çok bilgi ile dolup taşarsınız ve bizimle paylaşıp bizi motive etmeye devam edersiniz. Bu dünyanın sizin gibi insanlara çok ihtiyacı var. İyi ki eğitiminize katıldım, şekeri bırakmayı çok tatlı bir şekilde öğrendim. Çok teşekkür ederim. Sevgiyle sağlıkla kalın.

  • Aylık Hormon Döngüsü

    Ergenlik ve menopoz arasında her ay yaşadığımız, yaratıcılığımızı, gücümüzü aldığımız, doğanın mucizesi aylık hormon döngümüzü size anlatmak istiyorum. İşe öncelikle bizlerin erkeklerden çok farklı olduğunu kabul ederek ve kendimizi tanıyarak başlıyoruz. Biz her ay regl oluyoruz ve bu mucizevi bir döngü. Her döngümüzde birçok hormon ve salgı üretim bezi çalışıyor. Döngümüzün ilk yarısında, beynimizin altındaki hipofiz bezimiz FSH hormonu salgılıyor. Bu hormon, yumurtalıklardaki folikülleri büyütüyor. Bu foliküller de yumurtaları içeriyor. Ortalama ilk 14 günde, yumurtalıklardaki yumurtalar büyüyor ve olgunlaşıyor. Bu esnada da, yumurtalıklar östrojen üretimini arttırıyor. Östrojenin artması ile, FSH düşüyor ve hipofiz bezi LH hormonunu üretmeye başlıyor. Bu hormon, yumurtalıklara en olgunlaşmış yumurtayı salması emrini veriyor. Yumurta salındığında, ovülasyon dediğimiz üreme zamanı başlıyor. Salınan yumurta, tüplerden geçerek rahme doğru yola çıkıyor. Bu esnada boş kalan folikül, progesteron hormonu üretmeye başlıyor. Aynı anda tüplerdeki yolculuğunda olan yumurta, tüpteyken spermle buluşursa rahme embriyo olarak geçiyor. Progesteron artmaya devam ediyor ve plasenta oluşana kadar (12 haftaya kadar) embriyoyu rahimde tutuyor. Eğer spermle buluşma, döllenme olmadıysa rahim duvarı incelmeye ve kanamaya başlıyor. Progesteron ve östrojen düşmeye başlıyor ve beden bir sonraki döngüsüne hazır hale geliyor. Kanamanın olduğu ilk gün, yeniden bu mucizevi hormonal döngü tekrarlanmak üzere başlıyor. Geçenlerde Instagram’daki regl konusuyla ilgili bir paylaşımımın altına gelen yorumlardan, ne kadar çok kadının bu döngüden mutsuz/rahatsız olduğunu, çok üzülerek de söyleyeceğim ama bilgisiz olduğunu fark ettim. Bu bizim suçumuz değil çünkü kimse bize bu konuları anlatmadı, bizi bilgilendirmedi. Kendi bedenimizi tanımıyoruz. Kadınların aylık döngüleri sadece çocuk yapmak için değildir. Tabii ki ana konu onun üzerinden döner ama ergenlikle birlikte artmaya başlayan östrojen bizi canlı, heyecanlı, her bir hücreyi sağlıklı, her eklemimizi nemli tutar. Hani şu kalp atışımız vardır ya “daba dap, daba dap, daba dap”, bu ritmi sağlayan bile kadında östrojendir. Bu döngü bu denli önemlidir. Amaç “Bitse de kurtulsam.” değil, “Ne kadar uzatırsam, beden ve ruh sağlığıma o denli destektir.” olmalı. Şayet süreci çok sıkıntılı yaşıyorsanız bu normal değil, daha önce de söylemiştim. Araştırın, peşine düşün, beslenmenizi mutlaka iyileştirin (1. şart, olmazsa olmaz), stres yönetimini hayatınıza katın. Bunun azalması ile tabii ki ölmeyiz. 40’lı yaşlarda artık azalmaya başlayan yumurta sayısı ile azalan östrojen üretimi yavaş yavaş düşer ve menopoz başlar. Menopoz artık hiç yumurta kalmadığında, 1 sene boyunca hiç regl olmadığımızda geçtiğimiz dönem. Bu andan sonra artık östrojeni yumurtalıklar değil, adrenal bezler üretiyor. Yani başka bir organ görevi devralıyor ama onun başka işleri de var. Sanki izne çıkınca yan masadaki arkadaşınızın sizin işlerinizi yapması gibi. İşler yine yürüyor, durmuyor ama sadece günü kurtarıyor :) Onun da kendi başka işleri var çünkü. Bu kısmı daha fazla anlatacağım. O da bu işi ek iş olarak yaptığından bedenimizi desteklemek biraz bize kalıyor. Daha iyi beslenmek, paketli gıdalar, şeker, tatlı, hamur işinden, alkol ve sigaradan tamamen uzak durmak, daha az toksin almak, daha çok hareket etmek, zihnimizi daha çok dinlendirmek. Bundan başka çare yok. Kadınız, bunu hep hatırlayın. Erkeklerden farklıyız. Doğurganlık için de, daha kolay bir ergenlik için de, menopoza hazırlanmak için de, menopoz zamanı için de bunlar şart. LÜKS DEĞİL GEREKLİLİK. Sevgilerimle, Sema

  • Doğayla Tazelenme Kampı Mutlu Sonlar 2

    Öncelikle bize güvenip düzenlediğimiz 3 günlük, konaklamalı kampımıza gelen katılımcılarımıza yürekten teşekkür etmek isterim. Siz de “Katılsam mı?” diye düşünüyor ve sizi nelerin beklediğini merak ediyorsanız, katılımcılarımızın neler yaşadığına, kendi ağızlarından deneyimlerine bu sayfada ulaşabilirsiniz. I.Y. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Kamp sonunda adeta pamuk gibi oldum :) İnanılmaz güzel bir kişisel deneyim yaşadım. Kendimi, etrafımdakileri, ailemi, sevdiklerimi ve beni üzenleri ve hayatımın akışına verdiğim tepkileri, yani hayatımı gözden geçirme fırsatı buldum. Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Mutluluk, sevgi ve huzur dolu bir ruh hali. Yaşadığım her güne, her zaman şükrederim ama bu sefer daha anlamlı ve yaşayarak, anlayarak, daha sakin ve durağan bir şükretme hali taşıyorum. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Huzur dolu, mutluluk dolu bir deneyim yaşayacaklarını söylerim. Kendinin farkına varan, kendine değer vermek isteyen, mutlu ve huzur dolu bir yaşamı seçmek isteyen herkese tavsiye ederim. İ.K. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Öz şefkat, içe dönme, ne istediğini sorgulama, anı hissetme konularına değindiğimiz ve bütüncül iyi olma halini konuştuğumuz, harika bir kamptı. Hali hazırda ilgili olduğum bu konuları, daha da farkında olarak yanıma alıp geri döndüm. Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Hayatı daha sağlıklı, mutlu, huzurlu, sakin yaşamanın güzelliğini ve bunu sağlamanın tahmin ettiğim kadar da zor olmayacağını fark ettim. 1’in 0’dan büyük olduğunu bir kez daha anladım ve sanırım sonrası için hep aklımda tutmak istediğim şey, bu farkındalık olacak. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Herkese tavsiye ederim fakat en çok, bir süre durmak ihtiyacında olan kişilere tavsiye ederim. Gündelik koşuşturmanın içinde nereye savrulduğunu bilmeyen kişilerin, durup, düşünüp, içlerine dönerek ihtiyaçlarını fark edebilecekleri muazzam bir ortam. Program içeriğinden bağımsız olarak, yalnızca uzaklaşma ihtiyacımı karşılamak için çıktığım bu yolculuk, ortamın, programın, katılımcı ve de eğitmenlerin güzelliğiyle inanılmaz lezzetli bir hal aldı ve unutulmaz anlar yaşattı :) R.Y.Ö. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Bu kampa katılmaya, Sema Hanım’ı ilk takip etmeye başladığım yıllarda söylediği bir sözle karar verdim. Yoganın aslında bizlere sunulduğu gibi zor ve korkulacak bir şey olmadığı, doğru kişiden öğrenilince kolay ve sürdürülebilir olduğu ile ilgiliydi. Meditasyon ve mindfulness ın korkulacak bir şey olmadığını gördüm. Bunu hayatına almak için gün içinde çok fazla zaman ayırmak gerekmediğini, anlık olarak da uygulama yapabileceğimi öğrendim. Dinlenmenin, telefondan uzaklaşmanın çok iyi geldiğini gördüm. Bu tip konularda tek başıma olmadığımı, aslında bir çok kişinin hayatında benzer durumlarda olduğunu gördüm. Yeni arkadaşlarım oldu. Farklı tecrübeleri paylaştık. Hayatımda hiç olmayan paylaşımlı oda deneyimini, ilk defa tanıştığım bir kişi ile yaşadım ve yapılabilir olduğunu gördüm :) Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Nefesin hayatımın şifası olduğunu, kendimle zaman geçirmenin yalnızlık olmadığını bir kez daha gördüm. Dinlenmek için gerçekten hiçbir şey yapmadan durmak gerektiğini öğrendim. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? İnsanın kendine zaman ayırmasının lüks değil ihtiyaç olduğunu, eğitmenlerimiz Sema Hanım, Constantinos ve Tuğçe Hanım‘ ın da desteği, şefkati ve ilgisi ile muhteşem bir üç gün geçirdiğimi ve her an aldığımız nefesin aslında şifamız olduğunu, gereken değeri vermek için hatırlamamız gerektiğini, bu kampın bu konuda çok büyük destek olduğunu söylerim. Aslında herkese tavsiye ederim ama özellikle nereden başlayacağını bilemeyenler katılabilir. S.K. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Kampa gelmeden önce hayatımla ilgili bazı farkındalıklarım vardı ve her zaman şükrederdim ama geldikten sonra sahip olduklarıma (ailem, sağlığım, sahip olduğum her şeye) daha çok, içten ve fark ederek şükretmeyi öğrendim. Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Herkesi olduğu gibi kabul etmenin, kendi eksik gördüklerimi değiştirmekle uğraşıp yapamadıklarımı kabul etmenin, kendimi çok sevip her şeyden önce kendimi mutlu edip daha sonra çevremdekilere faydalı olabileceğimin, sağlıklı beslenip de aç kalınmayacağının farkındalığını taşıyorum. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Rahatlıkla gelmelerini, sağlıklı beslenip, aç kalmadan 3 gün geçirebileceklerini söylerim. Ayrıca bu kampın sadece sağlıklı beslenmeyle ilgili olmadığını, insanın ruhen ve bedenen kendini keşfettiğini, çok huzur içinde keyifli bir yolculuk olduğunu söylerim. Tüm yakın çevreme tavsiye ederim. Sürekli yaptıklarımızdan bahsetmek istiyorum. Bir sonraki kampa eşimi de ikna etmeye çalışıyorum :) İyi ki varsınız ve iyi ki sizi tanımışım. Pozitif enerjiniz, birbirinize olan sevginiz her zaman daim olsun. Her şey için teşekkürler. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Heyecanla, fazla beklentim olmadan geldim. Umduğumdan çok daha faydası oldu. Huzur, sağlık buldum, sağlıklı beslendim, bilgilendim. Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Her şeyi kişisel almamayı, kendimi sevmeyi, kendime iyi davranmayı, beni hasta edebilecek her şeyden uzaklaşmayı.. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Kesinlikle katılın ve kendinizi tanıyın. Sema ve Constantinos'un eşliğinde, bilgiler daha doyurucu oluyor, beden ve zihnin uyumu gerçekleşiyor. Her şey için çok teşekkür ederim. Sevgiler.. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Kendimi daha yavaşlamış hissediyorum. Hep telaşlı, hep bir şeylere yetişme kaygısından uzak, daha huzurlu bir histeyim. Bedenimle hiç barışık olmadım bunca zaman ama burada "Bedenimi sevebilirim sanırım. Neden kendime eziyet ediyorum ki?" dedim. Yanımda beslenme ipuçlarını yazmak için not defteri getirmiştim, asla ihtiyaç olmadı. Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Bedenime göstereceğim öz şefkati taşıyorum. Chi Gong'u da taşımayı, hareketleri tekrar etmeyi çok istiyorum. Aklımda bunların resmini, ihtiyaç duyduğumda hatırlamak için taşıyorum. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Bedeninden uzaklaşmış, hayat telaşına fazlaca kapılmış güzel ruhlara, biraz olsun kendi kıymetlerini anlamaları ve biraz hayatın 'pause' tuşuna basmaları için gelmelerini kesinlikle tavsiye ederim. Her şey için, özellikle müthiş enerjiniz için teşekkürler... İ.K. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Kendim için hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biri, hep gülümseyerek hatırlayacağım bir hafta sonu oldu. Meditasyon pratiklerini hayatıma katacağım. Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Güler yüzlü, minik, tatlı anılar ve kendine zaman ayırmanın, yavaşlamanın değerini taşıyorum. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Bu tarz kampların maddi odaklı olduğunu düşünerek kendimi genelde geri tutarım fakat Sema Hanım'ı tanıyıp yaşam tarzına güvendiğim için bu kampın farklı olacağını düşündüm ve katılım gösterdim. İyi ki de katılmışım. Çok samimi ve güzel bir kamptı. İnsanın ruhu gerçekten tazeleniyor. Kendiyle baş başa kalmak isteyen herkese tavsiye ederim. Çok teşekkürler her şey için :) G.T. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Önyargılarımdan biraz olsun arınmış, daha motive bir şekilde ve bambaşka insanların, bambaşka hayatlarında benzer şeyler yaşadığını görüp hayatıma devam edeceğim. Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Meditasyonları tek başıma da yapabilecek olmanın rahatlığıyla ve rahatlamış bir kafayla huzurlu bir dönüş olacak. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Sıkışmış hisseden insanlara, ilaç gibi gelecek birkaç gün yaşamaları için tavsiye ederim. A.P. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Gelirken önyargılı olmama rağmen, aradaki değişimden çok memnunum. Yediklerimin etkisiyle şişlik ve mide bulantısı olmadan 3 gün geçirdim. His olarak çok daha rahatlamış hissediyorum ve sakinim. 3 gün boyunca çarpıntım da hiç olmadı. Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Hayatıma, kampta da sürekli deneyimlediğimiz anı ve bedeni fark etme egzersizlerini, durup yaşama bakabilme ve onu hissedebilme yetisini taşımak istiyorum. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Kampa katılmak isteyenlere "Kesinlikle katılın." diyorum çünkü yaşamımızı "güzel" sürdürebilmek için en gerekli ve aslında en "temel" şeyleri, burada en kolay ve eğlenceli şekilde hatırlama şansınız var. M.K. Kamp başlangıcı ile sonu arasında kendinizde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz? Kafamda soru işaretleriyle geldim ama çok rahatlamış ve sorularıma oldukça cevap bulmuş halde gidiyorum :) Bu kamptan ayrılırken yanınızda hayatınıza neler taşıyorsunuz? Huzur.. İleri dönem kampımıza katılmak isteyenlere neler söylersiniz ve kimlere tavsiye edersiniz? Kesinlikle katılmalarını tavsiye ederim. Her şey için çok, çok teşekkürler. Çok kalp :)

  • Şekersiz Reçel İncelemesi

    Marketlerdeki "sağlıklılar" raflarına bakmaya, bu rafları karıştırmaya devam ediyoruz. "Glutensiz"lerden sonra, bir de “şekersiz” etiketlerine gözlerimizi çeviriyoruz. Maalesef bu taraf da glutensizler kadar facia. Yukarıda görmüş olduğunuz reçeli "şekersizler" rafından aldım. Öncelikle üzerinde "Tatlandırıcı içerir." diyor ve zaten bunu gördüğünüz an, konuya "Nedir bu tatlandırıcı?" diyerek şüpheyle yaklaşmalısınız. İçindekiler kısmında ilk, 1. madde kıvam arttırıcı. İçindekileri okurken önemli bir nokta var, ürünün içinde en çok ne yer alıyorsa ilk sırada o yazılır ve diğerleri de miktarına göre çoktan aza doğru devam eder. Kıvam arttırıcı, bu reçelde en çok yer alan içerik. Peşine turunç kabuğu ve su geliyor. Sonra bir kıvam arttırıcı daha var ve asitliği düzenleyici, tatlandırıcı, parantez içinde "steviol glikozit". Nedir bu tatlandırıcı? Kimyasal. Bütün içerik de bundan ibaret. Bu ürünü, sakince yerine bırakıyoruz :) Üzerinde "şekersiz" yazması, bunun sağlıklı bir yiyecek olduğunu göstermez. Glutensiz, şekersiz, laktozsuz, vegan… Hele yurtdışında paleo, ketojenik vs diye de gidiyor. Bunlar sadece bilgilendirmedir. Bütün bu etiketler, o ürünlerin sağlıklı olduğu anlamına gelmez. İçerikleri temiz olanlar var ama geneli kimyasal dolu ve işlenmiş ürünler. İlla turunç reçeli istiyorsanız, turuncu, portakalı, mandalinayı, hangisini tercih ediyorsanız alıp doğrarsınız. İçine biraz dut, biraz kayısı koyarsınız. Tarçın, karanfil ekleyebilirsiniz. Biraz suyla çektirerek pişirirsiniz ve buyrun, marmelatınız, reçeliniz hazır olur. En doğal bu şekilde yapılabilir, ürünlere baktığınızda hepsinin doğadan geldiğini görebilirsiniz. Ağacı, kökü var mı? Sorumuz budur. Steviol glikozitin ağacı, kökü var mı? Yok :) Şeker alternatifi diye bir şey maalesef yoktur. Şeker, şekerdir veya değilse de çoğu laboratuvar üretimi, işlenmiş üründür. Bu konuyla ilgili hazırladığım Şeker Alternatifleri ve Şeker Alternatifleri 2 yazılarımı okuyarak geniş ve detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Tek dostumuz meyveler :) Ayrıca mutlaka ama mutlaka, etiket okumayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Güzel ve temiz ürünler seçmeniz dileklerimle :) Sevgiler, Sema

  • Pıtır Pıtır Kinoa Pişirmek ve Bir Tarif

    Kinoa doğru pişerse pek güzel, yanlış pişerse yapış yapış olan bir tahıl :) Glutensiz beslenenlerin, bulguru hazmedemeyenlerin, sağlıklı beslenmek isteyenlerin göz bebeği. Şimdi size kinoayı böyle pıtır pıtır, yapış yapış olmadan, güzelce nasıl pişireceğimizi anlatacağım. Kinoa pişirilirken, genelde yapılan 2 hata oluyor. Bunlardan biri kinoayı iyi yıkamamak, diğeri pişirirken çok su eklemek. Aşağıda belirttiğim şekilde, istenen kıvamda kinoa pişirebilirsiniz. 🌸Akan suda iyice yıkıyoruz. Eğer iyi yıkanmazsa sası bir tadı oluyor. 🌸1 ölçü kinoayı, 1,25 ölçü soğuk su ile pişiriyoruz. Kaynadıktan sonra altı kısık, suyunu çektiriyoruz. 🌸Yayvan bir tencerede, geniş geniş pişiriyoruz. Ta daaa! Harika kinoanız hazır :) Bir de pişmiş, tane tane kinoayla yapabileceğiniz bir tarif eklemek isterim. Tatile çıkarken yolluk olabilir, işe giderken yanınızda taşınabilir, çok tok tutan, aşırı lezzetli bir salata tarifi oldu. 🌸Kinoaları yukarıda anlattığım gibi 10 dakikada pişirdim, hazırladım. 🌸İçine haşlanmış nohut ekledim. 🌸Zeytinyağı ve limon. Sosu ılıkken ekleyince hemen emiyor. 🌸Buzdolabında keçi peyniri vardı. Biz yokken bozulmasın diye kesip onu da ekledim. Tabii ki peynirsiz de olur. 🌸Taze kişnişi de kestim ve ekledim. Maydanoz, nane, dereotu hepsi olur. 🌸Son olarak kabak çekirdeği içi ekledim. Fotoğrafta yok, yerken aklıma geldi. Ben kendi sevdiğim şeklini anlattım. Siz dilediğiniz gibi ekleme/çıkartma yapabilirsiniz. Bu ayrıca tam bir akmaz kokmaz sefer tası yemeği :) Şimdiden afiyetler olsun :) Sevgilerimle, Sema

  • Yumurtasız, Ev Yapımı Mayonez

    Mayonezin en sağlıklı hali geldi. Ev yapımı, inanılmaz lezzetli, 2,5 dakikada hazırlayabileceğiniz, muhteşem bir mayonez oldu. Malzemeler ve Yapımı: 🌷1/2 sb süt (Gerçek süt, bitkisel sütle olur mu bilmiyorum.) 🌷1 sb zeytinyağı (Ağır olmadı, kokusu/tadı gelmiyor. Youtube’daki tariflerde hep ayçiçek ileydi, ben değiştirdim) Lezzet vericiler 🌷2 yk limon suyu 🌷4 yk üzüm sirkesi (Her sirke olur.) 🌷1 diş sarımsak (İsteğe bağlı) 🌷2 çk hardal (Olmasa da olur deniyor ama bence inanılmaz yakıştı.) 🌷1 çk tuz İlk aşamada süt ve zeytinyağını ince uzun bir kabın içinde blender en altta olacak şekilde 1 dakika çırptım. Bu aşamada süt istemeyen aynısını 1 yumurta sarısı ile de yapabilir ama ben denemedim. Blender'ı biraz kaldırıp bir 30 saniye daha çırpmaya devam ettim. Daha sonra yukarıdaki lezzet verici malzemeleri ekleyip blender'ı kaldırıp indirerek 1 dakika daha karıştırdım. Cam kavanoza alıp buzdolabına kaldırdım. Ve bir koca kavanoz mayonez hazır :) Tarif Youtube’da binlerce kişide var. İlk kimin aklına geldi de yaptı bilmiyorum. Anonim olmuş neredeyse. Bunu ilk kim bulduysa aklına, emeğine sağlık. Ben tat vericileri kendi damak lezzetime göre değiştirdim. Siz süt ve yağdan sonrakileri yarım koyup, tadına bakıp keyfinize göre ilerleyebilirsiniz. Dilerseniz ızgara sebzelere ekleyebilir, dilerseniz salataya sos olarak kullanabilirsiniz. Kıvam ve şekil verme videosuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.instagram.com/p/C5BJe8koxEx/ Şimdiden afiyetler olsun :) Sevgilerimle, Sema

  • Glutensiz Ekmek Nedir?

    "Glutensiz beslenmek ne değildir?" konusuna devam ediyoruz. Aşağıdaki görselde görmüş olduğunuz ekmek, yurt dışında bir yere gitmiştik ve menüde glutensiz ekmek seçeneği vardı, o ekmek. "Hadi" dedim, "Belki iyi bir şey çıkar içinden. Belki gerçekten gerçek glutensiz ekmek çıkar." Çünkü artık her yerde bunlar dolu. Ve zaten ekmek geldiğinde, bembeyazlığından tamamen nişasta olduğunu anladım. Ve ilk kez, -belki 10 senedir glutensiz besleniyorum- ilk kez bu nişastalı ekmeklerin tadına baktım. Market raflarında "glutensiz ekmek" diye satılan paketli ekmekler. Zaten ısırdığınız an, inanılmaz bir nişasta tadı ve böyle yapay bir tat geliyor. Bunları yemek, glutensiz beslenmek demek değil. Bunların içinde bol nişasta, bol kabartıcı, bol kimyasal var. Gerçek glutensiz beslenmek demek, aslında ekmek yemek de değil, ama çok istiyorsanız %100 karabuğdaydan, ekşi maya ile yapılmış bir ekmek yemek olabilir. Veya kinoa, nohut gibi, siz kendiniz karıştırıp yapabilirsiniz. Ama böyle bembeyaz, rafine, işlenmiş bir şey gördüğünüzde, üzerinde yine "glutensiz" etiketi olması, onun sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Çölyaklılar için tabii ki kurtarıcı olabilir ama eğer çölyaklı değilseniz, lütfen bu tür beyazlatılmış ürünlere mesafeli durunuz. Sevgilerimle, Sema

  • Glutensiz Ürün İncelemesi

    Glutensiz beslenmek ne demek değildir? Aşağıda paylaştığım görselde görmüş olduğunuz gibi, bu kadar uzun bir paragraflık içeriğe sahip olan ürünleri tüketmek demek değildir. Evet, etiketinin üzerinde 'glutensiz' yazıyor ama bu, çölyak hastaları için bir uyarıdır. Ayrıca bu etiket çölyaklılar için eklenmiş olabilir ama çölyaklıların da bunları yememesi gerekiyor zaten. Sizlerle beraber çalıştığımda, Instagram'dan aldığım sorularda, yorumlarda, alışveriş yaparken etrafımda gördüğüm en büyük şey, glutensiz veya şekersiz raflarındaki ürünlerin sağlıklı olduğunun düşünülmesi. Sağlıklı beslenme dünyasındaki yaklaşmakta olan en büyük sorun, etiketleme konusu. Bir ürünün üzerinde 'glutensiz', 'şekersiz', 'laktozsuz', 'vegan', 'ketojenik', yazması, onun sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Kola da glutensiz, sigara da. İstesek üzerine 'glutensiz' ibaresi konabilir ama bu sağlıklı demek olmaz, değil mi? Tabii ki içlerinde sağlıklı olanları da var. Ama bizim için kıstas nedir? En büyük kıstas şu; bu kadar bir paragraflık içerik varsa, o içeriği sorgulamamız lazım. Bu ürünün içeriğindekilerden bir kısmını sıralayalım: Bitkisel şekerli şanti, glikoz şurubu, multifiye nişasta, palm yağı, E160, E420, E460, E472, E322... Böyle şeyler doğada var mı? Biz E472 ağacı diye bir şey biliyor muyuz? Veya E160 topraktan çıkan bir şey mi? Hayır. O zaman bunların hepsi kimyasal, laboratuvarda üretilmiş şeyler. Bu şekilde bir içerik görüyorsanız, üzerinde ister 'glutensiz' yazsın, ister 'şekersiz' yazsın, buradan kaçarak uzaklaşıyoruz. Not: Markayla veya markalarla bir sorunum yok. Markayı kapattım zaten. Sorunum, bu kadar sağlıksız, içleri anlamsız malzemelerle dolu ürünlerin sağlıklı gibi sanılmasında. Bunlar yeniyor, hastalıklar artıyor, sonra toparlamak aylarımızı alıyor :( Gerçek glutensiz beslenme, doğası glutensiz olan şeyleri yemektir. Marketlerdeki glutensiz raflarında yer alan ürünlerin içeriklerini çok iyi okuyalım. Sevgilerimle, Sema

  • Dışkınızı Takip Ediyor Musunuz?

    Sağlıklı bir vücudun sağlıklı bir bağırsağa ihtiyacı vardır. Bağırsaklarınızın sağlıklı olup olmadığını anlamanın iyi bir yolu da, dışkınıza bakmaktır. Dışkınızın görünümünü, rengini ve dokusunu değiştirebilecek pek çok şey olsa da, beslenme en yaygın göstergedir. Dışkımızın şekli, yapısı, rengi, günlük olarak sindirim sağlığımız hakkında bilgi veriyor. Ben bazen “Bağırsak sağlığınız düzelmeli." dediğimde, bu sadece kabız/ishal olarak algılanıyor; ama o yeterli değil. Bağırsağın doğru çalışması bütün hormon üretimi, besinlerin sentezi, ruhsal haliniz, ergenliğiniz, üremeniz, menopozunuz, hayatın her basamağı için çok önemli bir yer taşıyor. Nasıl kan bedende bir çok durumun göstergesi ise, günlük dışkı da öyle. Her gün dışkımızı inceleyeceğiz :) Yüzeyde mi, battı mı, rengi nasıl, şekli nasıl? Bu bize bedenimizle ilgili çok önemli bilgiler verecek. Önce dışkı şeklinden bahsedelim. Bu sene okulda her vaka çalışmasında sorulan ilk sorulardan biri, “hastanın dışkısının tabloda kaç numara” olduğu. Bu dışkı tablosunun adı Bristol Stool Chart; aşağıda bir örneğini görebilirsiniz. Tip 1: Ayrı, topaklı, geçmesi zor, sert Tip 2: Topaklı, sosis şeklinde dışkı Tip 3: Yüzeyinde çatlaklar bulunan sosis şekilli Tip 4: Sosis şeklinde dışkı ama pürüzsüz ve yumuşak (yılan gibi) Tip 5: Yumuşak ve kolayca geçen lekeler, parçalar Tip 6: Kabarık parçalar ve düzensiz kenarlar şeklinde yumuşak dışkı, yüzeyde kalan Tip 7: Tamamen sıvı; katı parça yok İdeal dışkı Tip 3 ve Tip 4’tür. Bunlar yumuşaktır ve geçmesi kolaydır. Günlük, akut değişimler tabii ki olabilir. Bu da normal; ama uzun süreli 3 ve 4 dışında kalıyorsanız, sindiriminiz alarm veriyor demektir. Şeklinden sonra, sıra renginde. Aşağıdaki görselde, dışkınızın rengine göre sindirim durumunuzla ilgili bilgiler yer alıyor. Bağırsak sağlığı için alkolsüz, rafine şekersiz ve rafine tahılsız, işlenmiş gıdasız bir beslenme yardımcı olacaktır. Rengarenk sebze, meyve, yumurta, hayvansal protein, şayet IBS'niz yoksa (Zaten varsa, muhtemelen dışkı Tip 3-Tip 4 değildir.) kurubaklagiller, kuruyemişlerle bir beslenme düzeni oluşturmak daha iyi bir sindirime yardımcı olacaktır. Sindirimin güçlü olması sadece gaz, şişkinlik gitmesi veya rahat dışkılama için değildir. Bunlar sadece birer sonuçtur. Eğer sindirimimiz iyi çalışmıyorsa, ürettiğimiz kandan, bedene giren oksijene kadar, hücrelerimizden, vücudumuzun her türlü vitamini kullanmasına, hormon dolaşımına kadar her şey etkileniyor. Beslenme dışkının şeklini ve rengini etkileyebilir. Sonuçta dışkı, su, bağırsak bakterileri ve vücudunuzdaki bazı hücrelerin yanı sıra, sindirilmemiş yiyeceklerden geriye kalan şeydir. Şimdi sıra dışkılarımıza puan verip, sindiririmimiz ne durumda onu değerlendirmede :) 3-4 şeklini korumak ve kahverengi renk tonları hedefimiz :) Not : Normal dışı renk ve şekil için mutlaka hekiminize görünmeniz önemlidir. Sevgilerimle, Sema

  • Sindirim ve Sinir Sistemi İlişkisi

    Konumuz, sindirim ve sinir sistemi ilişkisi. Size bugüne kadar sindirimi hep “İyi beslenirseniz, bağırsaklarınızdaki bakterileri iyi besleyip doyurursanız, kötü bakterileri aç bırakırsanız, bağırsak sağlığınız çok daha iyi olur; yediklerinizi sindirirsiniz, mideniz daha rahat eder ve tuvalete daha rahat çıkarsınız.” diye anlatıyordum. Ama bu işin sadece bir kısmı, gözüken kısmı. Bu işin gözükmeyen ya da az bilinen, buz dağının altında olan büyük bir kısmı var. Beslenme kadar önemli, hatta daha da önemli diyebileceğim bir nokta. Biraz bundan bahsedeceğim. Bizim bedenimiz, birçok sistemin bir arada, birlikte çalışmasıyla işliyor. Hiçbir zaman “Tek bir sistem daha değerli, tek bir sistem düzgün olmalı” gibi bir durum söz konusu olamaz; hepsi bir bütün içinde. Sinir sistemimiz de, sindirim sistemimizle direkt olarak bağlantılı. Bizim sinir sistemimizin modları var; stresliyken olduğumuz ‘savaş ve kaç’ modu, rahat ve sakinken içinde bulunduğumuz, parasempatik ‘dinlen ve sindir’ modu. Bakın, modun adı bile ‘dinlen ve sindir’. Yani ancak sakinken sindirim sistemimiz çalışıyor; devamlı stresliyken sindirim sistemimiz duruyor. Şayet rutin olarak sinir sistemimizi bu moda geçirmiyorsak, çok büyük sindirim sorunları yaşarız. Neden stresliyken midemize kramp girer, neden korktuğumuzda/endişelendiğimizde aniden tuvalete gitme ihtiyacı hissederiz? Sinir sistemi ve sindirim sistemi bizim kontrol edemediğimiz, ilkel beynimiz tarafından kontrol edilen bir bağlantıya sahip. Beyin tehdit hissettiği anda bizi ‘savaş ve kaç’ dediğimiz sempatik sinir sistemine geçiriyor. Bizi koruma hali. O esnada vücutta bir çok şey beklemeye alınıyor. Bunu beyin kendisi yapıyor; biz müdahale edemiyoruz. Evet, stres bütün gün hep etrafımızda, sürekli hayatımızın içinde. Ancak bununla ilgili yapabileceğimiz şeyler olsa da herkes erteliyor; “Stresi hayatımdan çıkaramam.” diyor. Tamam çıkaramayız; ama bedenimiz üzerindeki etkilerini kontrol edebiliriz. İyi bir sindirim sistemi için parasempatik sinir sistemimizi aktif hale getirmeliyiz. Aşağıda belirttiğim bazı aktiviteler, bunu yapabilmemiz konusunda bize yardımcı olacaktır. 🎈Aklınıza geldikçe gün içinde, ama özellikle yemeklerden önce, 3-4 kez diyafram nefesi (nefesi burundan uzunca alıp, karnı şişirip, sakin ve uzunca karnı içeri çekerek nefesi bırakmak) 🎈Şarkı söylemek, mırıldanmak 🎈Sakince 5 dakika hiçbir şey yapmadan durmak (telefon elde olmadan) 🎈Dinlenmek, bunun için kendinize zaman yaratmak, izin vermek 🎈Doğada vakit geçirmek 🎈Dua etmek 🎈Hayvanlarla oynamak Daha başka şeyler de var; ama “Aman bunlar da ne, ben yapamam.” diye bahanelere sığınmamak için gün içinde en çok yapabileceklerinizi sıraladım. Tabii ki aşağıdakiler de en teknik ve güzel olanları :) 🎈Meditasyon yapmak, somatik duyarlı yoga yapmak 🎈Mindfulness egzersizleri Dünyanın en sağlıklı yemeklerini de yesek, şayet sindiremiyorsak pek de işlevli olmaz. İyi bir sindirim için de mutlaka parasempatik sinir sistemi aktif olmalıdır. Bir şekilde, bir yerden, gün içinde dinlenmeyi/rahatlamayı hayatımıza geçirmemiz gerekiyor. Bu bir LÜKS DEĞİL, İHTİYAÇTIR. Herkese güzel bir hafta dilerim 💗 Sevgiler, Sema

  • Menopoza Hazırlanıyor Musunuz?

    Menopoza kendinizi hazırlıyor musunuz veya nasıl hazırlıyorsunuz? İşte geldik hayatımızın o kısmına. Senelerdir burada neler konuştuk. Şimdi de menopoz konuşma zamanı. Eğer 35 yaş altıysanız veya 40 yaş altı, durun, gitmeyin. “Benim daha çok var, reglimde hiçbir düzensizlik yok” diyorsanız, işte tam şu anda, bunların hepsi sizin için de geçerli. Lütfen okumaya devam edin. Menopoz, doğum gibi, ergenlik gibi, kadın yaşamının süreçlerinden biri. Bir hastalık değil :) Önce bu konuda anlaşalım. Bir hastalıkmış gibi yaklaşmaktansa, ''hayatımın bu yeni sürecinde en kolay nasıl geçerim ve bu süreci nasıl yönetirim'' diye düşünmek çok önemli. Menopoz dediğimiz süreç, en az 10-12 sene öncesinden başlıyor. 35 yaşından sonra her kadının, kendisini menopoza hazırlaması gerekiyor. Çünkü menopoza girdikten sonra da, önümüzde hala uzun bir ömür var. İnsan yaşamı uzadı ve o süreci sağlıklı geçirebilmek için, enerjik geçirebilmek için, bunlara dikkat ediyor olmalıyız. 150 yıl öncesine kadar 55 yaş yaşlıyken, şimdi daha hayatın baharı. İnsanın evrimleşme sürecine bakarsak, bu 150 yıl milyonlarca yıl içerisinde bir toplu iğne başı kadar. Buna göre evrilmedik ve artık ömrümüzün yarısında kadınsal döngümüzü yaşarken, yarısında da yaşamıyoruz. Daha az östrojen ile daha fazla şey yapmaya çalışıyoruz. Menopozla bedenle, zihinde ve ruhta çok şey değişiyor. Buna nasıl hazırlanacağız? Şöyle diyor musunuz? “Ben 40 yaşına geldim, bugüne kadar ne yiyorsam, ne içiyorsam aynısını yapıyorum, fakat bel çevremde yağlanma oluyor. Cildim kurudu, saçlarım kurudu, uykum düzensizleşti.” İşte bunlar, gelen menopozun ayak sesleri ve dikkat etmemiz gerek. Peki ne yapacağız? Maddeler halinde ve her bir maddeyi açarak aşağıda anlatıyorum. 1. Bağırsak Sağlığı: 40 yaştan sonra, östrojen hormonu üretimimiz azalacak. Ürettiğimiz östrojeni, vücudumuzun tam kullanıyor olması için harika bir bağırsak sağlığı elde edeceğiz; bağırsaklarımıza çok iyi bakacağız. Peki bağırsağa neler zarar veriyor? Alkol, şeker, rafine/işlenmiş/paketli gıdalar, çok fazla hamur işi, ekmek, genetiği değişmiş buğday. Buğdayı, bulguru, unu çok istiyorsanız; siyez, kavılca, karakılçık gibi atalık tohum buğdaylardan az miktarda tüketebilirsiniz. Şeker alternatifi diye bir şey yoktur. Hepsi şekerdir. Günde 2 porsiyon gerçek meyveden başka dostumuz yoktur. Artık bu yaşa geldik, kendimizi kandırmayalım :) Biyoeşdeğer hormon tedavisi alıyorsanız bile, tek başına buna güvenmeyin. Vücuda hormonu ekliyorsunuz ama vücudunuz onu ne kadar kullanıyor? Bağırsağınız güçlü olacak ki hepsini sentezleyecek. Şayet bağırsak sağlığınız iyi değilse, probiyotikler, bakteriler sağlıklı değilse, ne dışarıdan alınan hormonu, ne de kendi ürettiğimiz hormonu kullanamayız. Önemli olan bedene girmesi değil, bedende doğru sentezlenmesi. 2. Detoksifikasyon: Bu dönemde bu sistem yavaşlayacak; vücudumuz artık daha az toksin atacak. Bu yaşa kadar bedenin rutinde rahatça yaptığı bir işlem artık daha yavaş olacak. Vücutta biriken toksinler her hastalığın nedeni. O yüzden vücudumuza daha az toksin girdisi sağlamalıyız. Yediğimize, içtiğimize, tenimize değen kozmetiğe, saçımıza yaptığımız boyaya, toksik insanları hayatımızdan uzakta tutmaya dikkat etmemiz lazım. 3. Kas Yoğunluğu: Daha menopoza girmeden, kas kütlemizi arttırmamız lazım. Kadınlarda menopoz sonrası kemik yoğunluğu azalması kaçınılmaz. Kaslar imdadımıza yetişecek. Yürüyüş harici, fonksiyonel antremanlar eklememiz lazım. “Her şey çok pahalı.” demeyin, Youtube bedava video dolu. Yine rica edeceğim, kendimizi kandırmayalım :) 4. D Vitamini: Kemik sağlığımızı ve yoğunluğumuzu koruyabilmek için D vitamini seviyemiz en az 60-70 olmalı. Nedeni “Kemik Sağlığı” yazımda. ''Kalsiyum alacağım'' diye kilo kilo yoğurt/peynir yiyip, bedenin kullanamayacağı, inflamasyon arttıran süt ürünlerine yığılmayınız. D vitamininizi mutlaka kontrol ettiriniz; kemik üretimi için ilk ihtiyacımız bu. Sigara, alkol, stres, şeker, kemik yoğunluğunu bitiren şeyler. Siz istiyorsanız hobi olarak yine yoğurdunuzu, peynirinizi yiyin ama bunları bir kalsiyum kaynağı olarak görmeyin. Vücut zaten kendi kalsiyumunu üretiyor. Sadece bu süreci saydıklarımla baltalamayalım yeter :) ''Stresten kaçışım yok.'' demeyin. Hiçbirimizin yok, ama bu stresi boşaltacak yemek ve alkol harici, sizi mutlu eden, rahatlatan aktiviteleri hayatınıza dahil edin. Bu kolay meditasyonlar olabilir. ''Nasıl Meditasyon Yapılır'' yazım size yardımcı olabilir. Bir başka seçenek de, çıkartılması gerekenleri azaltabilirsiniz. Mesela daha az sosyal medya, daha az dijital bir hayat, daha az haberler, sizi rahatsız eden o kişiyi daha az görmek gibi.. Artık her birimiz kendi beden sorumluluğumuzu alacak kocaman insanlarız. Kafamızı önümüze koyalım ve kendimizi daha fazla kandırmaktan vazgeçelim. Tüm gençliğiniz boyunca bunlardan kaçmış bile olsanız, artık kaçmanın fayda etmediği bir noktaya geldik :) Bu yapacaklarımız bize daha sağlıklı, daha kolay bir 40 yaş sonrası yaşatacaktır. Yavaş yavaş başka konulara da gireceğim. Şimdilik buradan başlayalım :) Hepinize sevgiler 💗 Sema

Arama Sonuçları

bottom of page