top of page
  • Yazarın fotoğrafıSema Özpekmezci

Sindirim ve Sinir Sistemi İlişkisi

Konumuz, sindirim ve sinir sistemi ilişkisi. Size bugüne kadar sindirimi hep “İyi beslenirseniz, bağırsaklarınızdaki bakterileri iyi besleyip doyurursanız, kötü bakterileri aç bırakırsanız, bağırsak sağlığınız çok daha iyi olur; yediklerinizi sindirirsiniz, mideniz daha rahat eder ve tuvalete daha rahat çıkarsınız.” diye anlatıyordum. Ama bu işin sadece bir kısmı, gözüken kısmı. Bu işin gözükmeyen ya da az bilinen, buz dağının altında olan büyük bir kısmı var. Beslenme kadar önemli, hatta daha da önemli diyebileceğim bir nokta. Biraz bundan bahsedeceğim.

Sindirim ve Sinir Sistemi İlişkisi

Bizim bedenimiz, birçok sistemin bir arada, birlikte çalışmasıyla işliyor. Hiçbir zaman “Tek bir sistem daha değerli, tek bir sistem düzgün olmalı” gibi bir durum söz konusu olamaz; hepsi bir bütün içinde. Sinir sistemimiz de, sindirim sistemimizle direkt olarak bağlantılı. Bizim sinir sistemimizin modları var; stresliyken olduğumuz ‘savaş ve kaç’ modu, rahat ve sakinken içinde bulunduğumuz, parasempatik ‘dinlen ve sindir’ modu. Bakın, modun adı bile ‘dinlen ve sindir’. Yani ancak sakinken sindirim sistemimiz çalışıyor; devamlı stresliyken sindirim sistemimiz duruyor. Şayet rutin olarak sinir sistemimizi bu moda geçirmiyorsak, çok büyük sindirim sorunları yaşarız. Neden stresliyken midemize kramp girer, neden korktuğumuzda/endişelendiğimizde aniden tuvalete gitme ihtiyacı hissederiz?


Sinir sistemi ve sindirim sistemi bizim kontrol edemediğimiz, ilkel beynimiz tarafından kontrol edilen bir bağlantıya sahip. Beyin tehdit hissettiği anda bizi ‘savaş ve kaç’ dediğimiz sempatik sinir sistemine geçiriyor. Bizi koruma hali. O esnada vücutta bir çok şey beklemeye alınıyor. Bunu beyin kendisi yapıyor; biz müdahale edemiyoruz. Evet, stres bütün gün hep etrafımızda, sürekli hayatımızın içinde. Ancak bununla ilgili yapabileceğimiz şeyler olsa da herkes erteliyor; “Stresi hayatımdan çıkaramam.” diyor. Tamam çıkaramayız; ama bedenimiz üzerindeki etkilerini kontrol edebiliriz.


İyi bir sindirim sistemi için parasempatik sinir sistemimizi aktif hale getirmeliyiz. Aşağıda belirttiğim bazı aktiviteler, bunu yapabilmemiz konusunda bize yardımcı olacaktır.

🎈Aklınıza geldikçe gün içinde, ama özellikle yemeklerden önce, 3-4 kez diyafram nefesi (nefesi burundan uzunca alıp, karnı şişirip, sakin ve uzunca karnı içeri çekerek nefesi bırakmak)

🎈Şarkı söylemek, mırıldanmak

🎈Sakince 5 dakika hiçbir şey yapmadan durmak (telefon elde olmadan)

🎈Dinlenmek, bunun için kendinize zaman yaratmak, izin vermek

🎈Doğada vakit geçirmek

🎈Dua etmek

🎈Hayvanlarla oynamak


Daha başka şeyler de var; ama “Aman bunlar da ne, ben yapamam.” diye bahanelere sığınmamak için gün içinde en çok yapabileceklerinizi sıraladım. Tabii ki aşağıdakiler de en teknik ve güzel olanları :)

🎈Meditasyon yapmak, somatik duyarlı yoga yapmak

🎈Mindfulness egzersizleri


Dünyanın en sağlıklı yemeklerini de yesek, şayet sindiremiyorsak pek de işlevli olmaz. İyi bir sindirim için de mutlaka parasempatik sinir sistemi aktif olmalıdır. Bir şekilde, bir yerden, gün içinde dinlenmeyi/rahatlamayı hayatımıza geçirmemiz gerekiyor. Bu bir LÜKS DEĞİL, İHTİYAÇTIR.


Herkese güzel bir hafta dilerim 💗


Sevgiler,

Sema

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page