Sevgili Dostlar,
Gün geçmiyor ki bir şeker alternatifi daha dünyamıza girmesin. Monk Fruit aslında yeni girmedi ama “sağlıklı tarifler” adı altında, fanfini finfonlu hesaplarda boy göstermeye başlayınca artık açıklamak istedim (Diğer tüm şeker alternatifleri için bu linke https://www.semaozpekmezci.com/post/2017/11/22/seker-alternatifleri tıklayarak çok detaylı blog yazıma ulaşabilirsiniz).
Monk Fruit bir meyve. Böyle bakınca çok masum gözüküyor. Meyvenin özü alınıyor, toz haline getiriliyor. Tamam hadi dedik, buraya kadar OK olsa bile, o toz normal şeker tadından 250-300 kat daha fazla tatlı olduğu için öyle kullanılamıyor. Peki pek sevgili üreticiler ne yapıyor? Bu ekstratı Erythritol ile karıştırıyorlar. Size meyve diye pazarlanan Monk Fruit şekerlerinin lütfen arkasını çevirip okuyunuz. %90 Erythritol 10% Monk Fruit ekstratı yazıyor. O yüzden de adı tatlandırıcı diye geçiyor. Çünkü şeker alkolü olan bir tatlandırıcı satılıyor aslında size. Bu tatlandırıcılar bağırsak florasına, hücrelerimize çok zarar veriyor. Belki kan şekerinizi yükseltmiyor ama hücresel bazda zarar veriyor. Tatlı tadını aldığımız için beynimizi kandırıyor. Beyin yine pankreasa emir verip insülin salgılatıyor. Canım bedenim benim, şeker yediğimizi zannediyor ve tüm metabolizmanın kafası karışıyor. Bir ürünün üzerinde “ketojenik diyete uygun” yazması, onun sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Bu etiketlemelerin yaptığı karmaşayı da ayrıca açıklayacağım.
Sonuç olarak bu sağlıklı bir alternatif değil. Kendisine “sağlıklı tarif üreticisi” diyen hesaplar size tavsiye ediyor, kullanıyor diye lütfen kanmayın, inanmayın. Davaları size sağlıklı tarif sunmak değil, kimi işbirliği, kimi de görsel. Lütfen size sunulan her ürünü sorgulayın. En güvendiğiniz hesap da olsa, ürünün içerik kısmını lütfen okuyun. Anlamadığınız, laboratuvardan çıkmış kelimelerse onu araştırın. Lab ortamında yapılmış bir ürünü bu beden nasıl metabolize etsin? Edemez.
Biliyorum, hepiniz bir mucize arıyorsunuz. Öyle bir şey olsun ki, tadı tatlı olsun ama hiç kalorisi olmasın, kan şekerini oynatmasın. Durmaksızın bunun peşindeyiz ama yok. Olsa, ben sizle megafondan bağıra bağıra paylaşmaz mıyım?
İki yolumuz var:
1. Sağlıklı ve dengeli bir beslenmeye geçip, tat alma duyumuzda değişiklikler yaratmak. Devamlı tatlı tadı peşinde koşmak çok yorucu bir şey ve bu değişebiliyor. Bir süre sonra eskiden yediğimiz tatlılar artık aşırı tatlı gelir ve yiyemeyiz mesela. Bu esnada bunu destekleyecek şekilde bağırsak florası da değişir ve aşermeler azalır.
2. Bunu yaptıktan sonra sevdiğimiz tatlar için sadece meyvenin kendisini kullanmak. Suyunu, şurubunu, özünü, çöpünü değil.
Ben tüm bunları yapabilmeyi de 3'lü Eliminasyon ile Tazelenme programımda 4 hafta boyunca çok detaylıca anlatıyorum. 27 Nisan'da başlıyoruz. Hem bilgi, hem uygulama hepsi var. Detaylı bilgiyi bu linkte https://www.semaozpekmezci.com/post/uclu-eliminasyon-ile-tazelenme bulabilirsiniz.
Bir başka şeker alternatifinde görüşmek üzere. :)
Sevgilerimle,
Sema
Opmerkingen